90. Akademi Ödülleri’nin ardından…

90. Akademi Ödülleri’nin ardından…

Aylar süren bir koşuşturmaca daha sona erdi. Jimmy Kimmel’ın ev sahipliğini yaptığı gecede vazgeçemediğimiz takıntımız Oscarlar, 90. kez sahiplerini buldu. Uzun yıllardır kazanan tercihlerine bu kadar katılmadığım bir yıl olmamıştı sanıyorum. Ama bir taraftan da yapılan teşekkür konuşmaları, ödül takdim etmek üzere sahneye çıkan isimler, törenin genel yapısı ve politik olmak adına ikiyüzlü saçmalıklara pek mahal vermeyen akış bu yılın eziyet misali seçimlerini izlenilebilir kıldı bana sorarsanız. Zarftan adı çıktıktan sonra niye kazandı şimdi bu somurtmalarımızı neredeyse herkesin sempatik bir ödül alma hâliyle unutturduğunu düşünürsek evet, sabahın 8’inde verilen son ödülün yarattığı göz devirmeleri bile affedebiliyorum.

Efendim, şu bir gerçek ki hiç risk alınmadan oluşturulmuş bir tahmin listesini düşünecek olursak hep bahsi geçen o ilk ikiye ödüllerin verildiği bir tören izledik. The Shape of Water 4 ve Dunkirk 3 ödül alarak gecenin zirvesine yerleşirken Three Billboards Outside Ebbing Missouri, Blade Runner 2049, Darkest Hour ve Coco da törenden ikişer ödülle ayrıldı. Size ağzımızı açık bırakan bir sürprizden bahsedebilmeyi gerçekten çok isterdim; ama yok. Belki Agnes Varda’nın karton maketiyle oda oda dolaşan JR’ın kampanyası üzerine Faces Places’ın ödülü Icarus’a kaybetmesi konuşulabilir. Ya da The Greatest Showman ekibinin son iki ayı her televizyon şovunda sahnelediği “This Is Me” parçasının bir Pixar animasyonuna yenilmesi. Ama zaten alternatif olarak verilmiş isimlere yaşanan kayıplar bunlar, daha fazlası değil.

Bu yüzden istiyorum ki Frances McDormand’ın salondaki herkesi gaza getiren konuşmasıyla hatırlayalım bu geceyi. En kısa teşekkür konuşmasına jet ski vaat eden Jimmy Kimmel’ın finalde Mark Bridges (kostüm tasarımı ödülünün sahibi) ve Helen Mirren’ı aracın tepesine koyarak sahneye çağırışı da olur. Sam Rockwell’in ödülünü Philip Seymour Hoffman’a adaması, A Fantastic Woman ödül aldığında sahnede Pablo Larrain’in gül yüzünü görmemiz, Hz. Roger Deakins’in asırlardır süren Oscar bekleyişine bir son verilmesi… Hepsi de tarihi ve hatırlandıkça yüzümüze koca gülümsemeler yerleştirecek anlar. Belki de hep olması gereken buydu. Aday yapımlarla ilgili fikirlerimizi gözardı edebileceğimiz bir kutlama hâline ihtiyacımız varmış meğer can sıkıcı zaferlerle dolu yorucu sezonun bitiş çizgisinde.

Gary Oldman ile Allison Janney’nin ödüllerine sezon boyunca durmadan çığırtkanlık yaptığım için oralara pek girmeden sadece iki tercihi eleştirmek istiyorum: Birincisi kısa animasyondaki Dear Basketball zaferi. Kobe Bryant gibi çok yakın bir tarihte taciz suçlamalarıyla gündeme gelmiş ve karşı tarafı anlaşarak susturmuş bir adamın #MeToo diye çalkalanan Hollywood tarafından bizzat ödüllendirilmiş olması epey ikiyüzlü bir hareket. Ama bunun da ötesinde Dear Basketball’ın bir film olarak Oscar gibi bir platformda herhangi bir değeri olduğunu düşünmüyorum. Herhalde beni en çok rahatsız eden sonuç bu oldu. Ve The Shape of Water tabii… Oylama sisteminin orta yol yolcusunu kayırdığı bir etkinlikte, doksan yıllık tarihin En İyi Film ödülü almış ilk bilimkurgusu olarak canımın bu seçime de epey sıkıldığını inkar edemeyeceğim. Sanıyorum Three Billboards ve hatta Get Out’un olası zaferlerine çok alıştırdığım için kendimi, The Shape of Water bir anda tokat gibi geldi.

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri’nin de sadece oyuncu branşı tarafından takdir edilen bir yapım olduğunu iyice kavramış olduk bu arada. Umurcuğum hiç mi yüzün gülmedi derseniz, Deakins’den arta kalan kısımlarda James Ivory için bir güzel sevinç gözyaşları döktüm. Jordan Peele kazandığında filmini hiç umursamamama rağmen Greta Gerwig’in inanılmaz bir sevinçle verdiği tepkiye ortak oldum. Sam Rockwell’in Chris Messina’yla gelişiyle, Martin McDonagh’ın +1’i Phoebe Waller-Bridge’in varlığıyla, Margot Robbie’nin kendinden şık annesiyle avunup durdum. Dikkatim dağıldıkça da Rita Moreno ile Eva Marie Saint gibi efsanelerin sahneye çıkışı ile yeşerdim. Kısaca, 90. Akademi Ödülleri’nin Kimmel’ın sunumundan bağımsız olarak Hugh Jackman’lı yıl sonrası en keyifli tören olduğunu söyleyebilirim galiba. En azından benim için. Sufjan’ım Stevens’ım canlı performans da yapmış. Ben daha ne isteyeyim?

Daha da fazla çene çalmayacağım. Uzun, yorucu, çoğu zaman can sıkıcı bir sezon oldu. Sıradaki döneme girmek için kollarımı sıvadım, 91. Akademi Ödülleri yazımla uğraşıyorum gece gündüz. Çok geçmeden Oscar Boy sayfalarında olacağının sinyalini vereyim de biraz heyecan yapın. Şimdi tekrardan sonuçları paylaşayım sizlerlerle. Yazının sonuna törenden akılda kalan anları da ekledim. Zaten şimdi oturup sıfırdan tekrar izlemeye koyuluyorum. Hadi bakalım. Seneye görüşürüz!

FİLM The Shape of Water | Guillermo del Toro, J. Miles Dale
YÖNETMEN Guillermo del Toro | The Shape of Water
ERKEK OYUNCU Gary Oldman | Darkest Hour
KADIN OYUNCU Frances McDormand | Three Billboards Outside Ebbing, Missouri
YARDIMCI ERKEK OYUNCU Sam Rockwell | Three Billboards Outside Ebbing, Missouri
YARDIMCI KADIN OYUNCU Allison Janney | I, Tonya
ÖZGÜN SENARYO Get Out | Jordan Peele
UYARLAMA SENARYO Call Me by Your Name | James Ivory
KURGU Dunkirk | Lee Smith
GÖRÜNTÜ YÖNETİMİ Blade Runner 2049 | Roger Deakins
PRODÜKSİYON TASARIMI The Shape of Water | Paul D. Austerburry, Shane Vieau, Jeff Melvin
KOSTÜM TASARIMI Phantom Thread | Mark Bridges
ÖZGÜN MÜZİK The Shape of Water | Alexandre Desplat
ÖZGÜN ŞARKI “Remember Me”; Coco | Kristen Anderson-Lopez, Robert Lopez
MAKYAJ & SAÇ TASARIMI Darkest Hour | Kazuhiro Tsuji, David Malinowski, Lucy Sibbick
SES KURGUSU Dunkirk | Richard King, Alex Gibson
SES MİKSAJI Dunkirk | Mark Weingarten, Gregg Landaker, Gary A. Rizzo
GÖRSEL EFEKT Blade Runner 2049 | John Nelson, Gerd Nefzer, Paul Lambert, Richard R. Hoover
YABANCI FİLM A Fantastic Woman (Şili) | Sebastián Lelio
ANİMASYON Coco | Lee Unkrich, Darla K. Anderson
BELGESEL Icarus | Bryan Fogel, Dan Cogan
KISA FİLM The Silent Child | Chris Overton, Rachel Shenton
KISA ANİMASYON Dear Basketball | Glen Keane, Kobe Bryant
KISA BELGESEL Heaven Is a Traffic Jam on the 405 | Frank Stiefel

Yazar Hakkında

1990 doğumlu. Kuir. İkizler. 2009'da ödül sezonu portalı Oscar Boy’u kurarak sinema yazarlığına başladı. 2014’ten beri O Podcast’in moderatörlüğünü yapıyor. 2023 yılında da SİYAD üyesi oldu.

11 Yorum

  1. Serhan

    Sezon boyunca yanilmiyorsam tum en iyi film odullerini 3 Bilboards almisken, The Shape of Water in en iyi film odulu almasi cok buyuk bir supriz degil mi sence?

    Yanıt
    1. Umur

      PGA, DGA, Venedik’te Altın Aslan… Çok da sürpriz sayılmaz aslında. Sadece Three Billboards’un BAFTA, Altın Küre, SAG zaferleri hep televizyondan izleyebildiğimiz için başımızı döndürdü galiba.

      Yanıt
  2. Metin

    Biraz ilginçlikler:

    1. Guillermo del Torro ile Meksika’ya duvar örelim diyen Cumhuriyetçlere inat son beş senedir dördüncü kez Meksikalı bir yönetmeni en iyi seçmiş oldu akademi.
    2. Bu sene bunca kadın anlatısı, kadın gücü vs deyip de Ladybird’ü tek bir ödül almadan gönderdikleri yetmezmiş gibi ödül alan toplamda 40 kişinin sadece 6’sının kadın olması (üstelik bu altı tanesinin ikisi de oyuncu kategorisinde) ne de güzel olmuş.
    3. En iyi film dalında adaylık alanların sadece ikisi (The Post ve Ladybird) ödülsüz kalmış.
    4. Jordan Peele, özgün senaryo dalında ödül alan ilk siyah senarist oldu ki Spike Lee ve John Singleton alamamıştı bu ödülü.
    5. Gary Oldman keşke zamanında State of Grace, Leon veya Sid and Nancy için alsaydı ödülü. Akademi oyuncular gençken kıymetini bilemiyor cidden.
    6. Roger Deakins neyse ki ödül aldı. Michael Ballhaus, Christopher Doyle, Asakzu Nakai, John F. Seitz gibi ödülsüz dahilerden olacak sandım.

    Yanıt
  3. Serhan

    Venedikte 3 Bilboards var miydi emin degilim. PGA ve DGA en iyi film odulu vermiyorlar bildigim kadariyla. Ben bir adim oteye giderek. tum bu bilgiler isiginda The Sape of Water’in en iyi film odulu almasini gecen yilki Moonlight suprizinden bile ileride goruyorum. Cunku Moonlight o ana kadar bazi gecelerden (kastettigim geceler= BAFTA,Altin Kure, SAG) kendi dalinda en iyi film odulunu almisti. Belki de tarihte ilktir, SAG,Altin Kure veya BAFTA dan hicbirinde en iyi film odulu almadan en iyi film oscarini alan ilk film olabilir The Shape of Water ki bu bence cok buyuk bir supriz

    Yanıt
    1. Metin

      PGA ve DGA gibi aslında SAG da En İyi Film ödülü vermiyor; en iyi oyuncu kadrosu ödülü veriyor.

      Tam bir çılgın olarak oturdum ve BAFTA, Altın Küre’den herhangi birinin ödüllendirmediği bir filmin Oscar aldığı yılları araştırdım. Bafta’lar 1947’den beri verildiği için 1947’den bu yana; 1953, 1955, 1958, 1961, 1970, 1973, 1974, 1978, 1991, 1992, 1995, 2004, 2005, 2006, 2007, 2014 ve 2015 yıllarında Altın Küre (Drama veya Komeid-Müzikal) veya BAFTA’larda En İyi Film almamış olan bir yapım En İyi Film Oscarı’nı almış.

      Kolay gelsin

      Yanıt
    2. Umur

      PGA, En İyi Film ödülü veriyor. DGA, En İyi Yönetmen. İkisi de Oscar’ın En İyi Film ödülüyle benzer kararlar vermesiyle nam salmış birlikler. Venedik derken de The Shape of Water’ı bahsediyordum zaten. O yüzden sürpriz falan değil. Hep oyunun içerisindeydi The Shape of Water. Dikkat edersen Oscar Tayfası’nın En İyi Film tahminlerinde de çoğu arkadaşım birinci sıraya koymuş.

      Yanıt
  4. Cem Erte

    Ortalamanın üzerinde bir film, bir sonraki sahne ne olacağını aşağı yukarı kestirebildiğiniz bir senaryo, oyunculuk namına ortalamanın üstüne çıkamayan bir oyunculuk içeren Shape of Water en iyi film ödülünü üstüne bir de hak etmediği halde basa basa en iyi yönetmen ödülünü aldı. Yazık ya. Ayıp be!.. Cidden kimsenin de bu duruma tepki gösterdiği yok. Haksızlık bu. Adaylar da çok iyi değildi kabul. Talihli sayılabilir bu açıdan ama yine de hak etmiyor arkadaş ya. En iyi yönetmen ödülünü JORDAN PEELE alsaydı bari. Özgün, farklı bir tarz, farklı bir bakış, daha yaratıcı hamleler kullanarak iyi bir iş çıkarmıştı ortaya.

    Yanıt
  5. Derin

    91. olası Oscar aday tahmin yazısını o kadar uzun bir süredir bekliyorum ki. Dün geceki törenin bitmiş olması fikrini törenden daha çok sevdim ve şu sezona bir son verdiğimiz için bi ohh çektim artık. Once Upon a Time in Hollywood hakkındaki görüşlerini ve filmi şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum.

    Yanıt

Yorum yazın...