Modern Love (1. Sezon)

Modern Love (1. Sezon)

Yaratıcı: John Carney | Oyuncular: Anne Hathaway, Tina Fey, Andy Garcia, Dev Patel, Caitlin McGee, John Slattery, Brandon Victor Dixon, Catherine Keener, Julia Garner, Cristin Milioti, Olivia Cooke, Andrew Scott, Brandon Kyle Goodman, Shea Whigham, Gary Carr, Sofia Boutella, John Gallagher Jr., Ed Sheeran, Jane Alexander, Peter Hermann, James Saito | 30 dakika | Amazon Prime

Once, Begin Again ve Sing Street gibi küçük ölçekli romantik filmlerin yaratıcısı John Carney, New York Times’ta yayımlanmış haftalık bir köşeden uyarlamış yeni projesini. Antoloji formunda karşımıza çıkan yapım, hepsi modern aşk hikâyeleri içeren ancak esas odağı o vıcık vıcık sevdalık hâli olmayan 8 farklı öyküyü aynı çatı altında buluşturuyor. Kadrosunda da birbirinden ünlü isimler barındırmakta. Afişe girmeyi başaran Anne Hathaway, Tina Fey, John Slattery, Catherine Keener, Dev Patel haricinde Andrew Scott, Shea Whigham, Cristin Milioti, Julia Garner, Olivia Cooke, John Gallagher Jr. gibi televizyonun yakın tarihinden tanıdığımız tonla oyuncu  mevcut Modern Love’ın anlı şanlı kadrosunda. Ama isim isim sıralama işini künyecilere bırakıp biraz diziyi konuşalım istiyorum ben. Öncelikle projenin adıyla neredeyse tezat oluşturan bir yapısı olmasını oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Evet, özünde her bölüm bir aşk barındırıyor. Ancak bunları ikincilleştirerek karakterlerinin başka başka mücadelelerine yer vermekte Carney. Bu kimi zaman bipolarlık oluyor, kimi zaman ebeveyn olmak isteyen eşcinsel bir çiftin taşıyıcı anne ile kurdukları bağ, kimi zaman da baba – kız ilişkisinden hâllice bir dostluk. Aşkı sadece tutkuya, cinselliğe, sonu evlilik olan bir yolculuğa bağlayarak basite indirgememiş. Aşkın ve daha da önemlisi sevginin hayatın başka başka ayrıntılarında saklı olduğuna dikkat çekerek pofuduk pofuduk bulutların üzerine bırakıyor seyircisini. Peki sekiz epizotunun sekizinde de bu nahiflik çok mu bal ve kaymak muhteva etmekte? Elbette hayır. Her şeyden evvel dizi, her John Carney filminde olduğu gibi, fazlasıyla beyaz. Bakın bunu sadece bütün önemli roller beyazlara gitmiş, bir tek Dev Patel arada sırıtıyor gibi bir yerden bakarak söylemiyorum. Dünyaya bakışı, iyimserliği, üslubu beyaz Modern Love’ın. Modası geçmiş, 2000’li yılların başından kalma bir dil kullanıyor. O yüzden vermek istediği “Big Apple’dan yaşanmış öyküler” mesajı zayıf kalıyor, içerisinde gerçek hissettiren tek bir şey bulunmadığı için. Bu noktada da iki bölümün dizinin kalanından ayrıldığını düşünüyorum. Birisi Cristin Milioti’li, oturduğu binanın kapı görevlisi ile tarifi imkansız bir bağ kuran genç bir kadının anlatıldığı bölüm. Carney’nin bütün kariyerine de etki etmiş o çağdaş romantik komedi tadının, esas odak noktası hakikatli bir aşk olmasa da, burada net olarak geçtiği su götürmez bir gerçek çünkü. Diğeri ise Anne Hathaway’in bipolar bir karaktere can vererek oyunuyla büyülediği bölüm. Reprezentasyonun akıl sağlığına düşen kısmında hep abartıya ve “iyileşme” fikrine emek harcayan yapımların aksine sansürsüz uçurumlarında dünyayla sırrını paylaşmanın tadına baktırıyor. Yalnız bunun yerine dolabını geç terk etmiş bir eşcinsel karakteri konu alsalardı iyi olmaz mıydı diye düşünmedim değil. Ama John Carney işte, liberalliğinin sınırları bu. Daha fazlasını beklemek anlamsız.
MVP: Anne Hathaway (Lexi)

Yazar Hakkında

1990 doğumlu. Kuir. İkizler. 2009'da ödül sezonu portalı Oscar Boy’u kurarak sinema yazarlığına başladı. 2014’ten beri O Podcast’in moderatörlüğünü yapıyor. 2023 yılında da SİYAD üyesi oldu.

1 Yorum

Yorum yazın...