Takip et

Eleştiri

Late Shift: Yorgun Nabız

tarihinde yayınlandı.

Late Shift

LATE SHIFT (Heldin) | Yönetmen & Senaryo: Petra Biondina Volpe | Oyuncular: Leonie Benesch, Sonja Riesen, Selma Aldin, Alireza Bayram, Ali Kandaş, Aline Beetschen, Jasmin Mattei, Urs Bihler, Nicole Bachmann, Doris Schefer, Margherita Schoch, Lale Yavaş, Pema Shitsetsang | İsviçre, Almanya | 92′ | Drama, Gerilim

Late Shiftİlker Çatak’ın Oscar’a aday olan harikulade filmi Öğretmenler Odası (Das Lehrerzimmer) sayesinde tanıdık Leonie Benesch’i ve bu yıl İsviçre’nin Akademi Ödülleri’ne gönderdiği Late Shift’te çıkıyor tekrardan karşımıza. Büyük ekonomilerin sanayileriyle ya da savaş kapasiteleriyle övündüğü günümüzden, aslında hemen her ülkenin en yakıcı sorununu barındıran sağlık sektörüne bir pencere açıyor film. Oturmuş sistemlerin bile, pandemi sonrasında mücadele ettiği istihdam ve kaynak yetersizliği, sağlık hizmetlerinde eşitliğin sağlanamaması gibi meseleleri doğrudan değil, daha çok dolaylı biçimde gündeme taşıyor. Yönetmen ve senarist Petra Biondina Volpe, Alman hemşire-yazar Madeline Calvelage’ın otobiyografik romanından hareketle yazdığı filminde tüm bu konuları tek tek anlatmak yerine, Benesch’in canlandırdığı bir hemşirenin bitmek bilmeyen bir vardiyasını merkeze alıyor. Aaron Sorkin’in anlatılarına benzetilen Late Shift, Floria adlı hemşirenin bir vakadan diğerine koşturmasını, hiçbir şeye yetişememesini ve bunun yarattığı derin hayal kırıklığının tüm katmanlarını izleyiciye en ön sıradan yaşatıyor.

Benesch’in canlandırdığı Floria, film boyunca hem hastaların hem de bizim elimiz ayağımız. İş yükünün kolay kolay hırçınlaştıramadığı, öfkeye kapılsa da pişmanlığı bünyesine hızlıca yüklenen, vicdan sahibi bir hemşire. Onun ellerine muhtaç olmanın bilinciyle minnettarlığını gizleyemeyen hastaları olduğu kadar kaprisleriyle, inatlarıyla ya da söz dinlememekteki ısrarlarıyla mesaisini cehenneme çevirenler de var elbette. Volpe, kamerasını Benesch’in sırtına dayayarak bizi onunla birlikte vakadan vakaya taşıyor. Kimi zaman demanslı bir yaşlıyla, kimi zaman ölümü bekleyen bir hasta ile karşılaşıyor, hastanenin geç saatlerine uzanan bu uzun vardiya içinde her türlü olasılığa şahitlik ediyoruz. Tabii, dillendirilmeyen bir yetersizlik hissiyle birlikte. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre küresel sağlık insan gücünün %59’unu oluşturan hemşirelerin hayati önemi, hak ettikleri ölçüde hizmet alamayan hastaların hikâyeleri üzerinden görünür kılınıyor.

Late Shift

Late Shift, kaosun yarattığı baskıyı âdeta görünmez bir karakter gibi sahneye taşıyor. Floria’nın hastane koridorlarında girdiği her odada, kritik müdahaleler sırasında bile bir sonraki hastası için harekete hazırlandığını hissediyoruz. Durmaya ya da nefes almaya izin vermeyen bir mesleği icra ettiğinin, tek bir saniyenin bile ne kadar kritik olduğunun bilinci izleyiciye açıkça aktarılıyor. Petra Volpe, bu döngünün küçücük bir istihdamla sürdürülemeyeceğini, monoton ama hiç eksilmeyen bir aciliyet duygusu üzerinden gösteriyor. Leonie Benesch’in her kareyi dolduran performansı, tek notaya basılı uzun bir çığlığı andıran filmi izlenebilir kılan tek etken. Personel odasındaki fırtına öncesi sessizlikten, hastane fikstürleri arasında pahalı saat arayışına uzanan temposunda Benesch hep elimizden tutuyor.

Hekimler kadar saygı görmeyen hemşirelere kahramanlık statüsünü sıradışı bir vaka üzerinden değil, zorluğu sıradanlaşmış uzun ve yorucu bir vardiya aracılığıyla teslim etme fikri kuşkusuz çok değerli. Late Shift’in kurmaya çalıştığı her cümle, kamerasının yakın markajına rağmen seyirciye anlaşılır biçimde ulaşıyor. Ancak önem duygusunu gerçek bir fikirden çıkarsa da, kurmaca olayların çoğunda sinir bozucu bir yapaylık seziliyor. Kurgusu yeterince sıkı olmayan, oyuncu yönetiminde de aksaklıklar barındıran film, estetik olarak da televizyon filmi sınırlarının ötesinde değil. Filmin motivasyonu ilgimi çekse de görsel anlamda bir kamu spotundan fazlası olamadığı da bir gerçek.

Late Shift

Late Shift’i daha güçlü kılacak olan, nitelikli iş gücüne duyulan ihtiyacın altını biraz daha çizecek ya da o insanüstü çabanın değerini cilalayacak yeni hasta hikâyeleri değil bence. Film, 92 dakikası boyunca zaten herhangi bir hasta ile yeterince kapana kısılmış hissettiriyor. Asıl faydalı olacak şey, doğru mesajı iletme uğruna çok boyutlandırılmayan Floria karakterini daha ilgi çekici hâle getirmek olabilirdi. Böylesine basit bir anlatımda Floria’nın yalınlığından şikayet etmek de ne kadar doğru, emin değilim. Ancak en nihayetinde dürüst bir manifestonun iyi bir sinema filmi ve sağlam bir hikâye anlatıcılığıyla buluşması şart.


Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Devamını oku
Yorum Yapın

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin