Altın Rapor
Altın Rapor: Üç Büyük Favori (8 – 14 Eylül)
Oscar yarışının iyice netleştiği bir haftadan herkese merhaba! Haftalık ödül sezonu bülteni Altın Rapor’un yeni sayısında biten Toronto Film Festivali’ni, ilk gösterimlerini yapan yeni Paul Thomas Anderson filmini, Emmy ödüllerini, O Podcast kanalının taze üyesini ve dikkat çeken fragmanları konuşacağız bugün. Hiç lafı uzatmıyor, sadede koşuyorum!
Toronto da sırasını savdı
50. yılını kutlayan Toronto Uluslararası Film Festivali de geride kaldı. Geçtiğimiz haftaki Altın Rapor’da festivaldeki ilk tepkilerden bahsetmiştim. Bu hafta da kısa bir özet geçmek gerekirse: Hedda beklenmedik şekilde övgü topladı. Amazon MGM’in After the Hunt yerine tüm yatırımını bu filme kaydırması mantıklı olabilir, zira Tessa Thompson ve Nina Hoss sezonun güçlü yarışçıları arasında görünüyor. Derek Cianfrance’ın uzun bir sessizliğin ardından gelen yeni filmi Roofman de olumlu karşılandı. Fakat Channing Tatum ya da Kirsten Dunst’ın performansları ödül sezonunda kendine yer açabilecek mi, şimdilik muamma.
Venedik’ten sonra Toronto’ya uğrayan The Smashing Machine ise öylesine ortalama yorumlar aldı ki, akılları karıştırdı. Toronto seyircisinin genel izleyiciye yakın profili düşünüldüğünde, burada verilen tepkileri daha mı çok dikkate almalıyız sorusu gündeme geliyor. Bunun tam tersine, Telluride çıkışlı Chloé Zhao’nun Hamnet’i Toronto’da da övgüye boğuldu. Üstelik bu başarıyla yetinmeyip, son 10 yılın 9’unda En İyi Film Oscar’ına aday çıkaran TIFF Seyirci Ödülü’nün de sahibi oldu. Zhao, bu ödülü iki kez kazanan ilk yönetmen unvanını aldı. Hem eleştirmenleri hem de geniş kitleyi aynı anda tavlayan bu sonuç, Hamnet’i yarışın ön saflarına taşımış oldu.
Bu yıl Seyirci Ödülü’nün kategorilere ayrılması da, halkın hangi filmleri kucakladığını görme fırsatı sundu. Hamnet’in yanına, sıralamada ikinci ve üçüncü gelen filmler de yarışın nabzını okumak için ipuçları veriyor. Örneğin, Frankenstein eleştirmenlerden karşılık bulamasa da izleyici oyu toplaması sayesinde Jacob Elordi’nin adını tahminlerde yükseltmek için gerekçe sağladı. Wake Up Dead Man’in üçüncülüğü şimdilik yorumlanması zor bir veri. Knives Out serisi her daim ilgi görüyor, malum. Uluslararası filmler tarafında ise It Was Just an Accident ilk üçe giremese de, Neon’un kalabalık kataloğundan No Other Choice’un Sentimental Value’yu sollaması Park Chan-wook’u yabana atmamamız gerektiğini öğretti. Öte yandan, festival boyunca şişirilen Rental Family ve Christy’nin izleyiciden destek görmemesi dikkat çekici. Halkın desteği olmadan bu filmlerin ilerlemesi zor görünüyor.
One Battle After Another görücüye çıktı
Paul Thomas Anderson’ın yeni filmi One Battle After Another için ilk gösterimler yapıldı. Eleştiri ambargosu 17 Eylül’de kalkacak film ise bizde 3 Ekim’de Savaş Üstüne Savaş adıyla vizyona girecek. Ve müjde: Şimdiye dek filmi izleyip de beğenmeyen çıkmadı! David Ehrlich başta olmak üzere filmi gören Amerikalı eleştirmenler tereddütsüz “başyapıt” etiketini yapıştırıyor. Sean Penn’in üçüncü Oscar’ına koşabileceği konuşuluyor. Leonardo DiCaprio, Teyana Taylor, Benicio del Toro ve Chase Infiniti’nin performansları da övgü yağmuruna tutulmuş durumda.
Tüm bu coşkuyla birlikte filmi artık haklı bir beklentiyle bekleyebiliriz. Yarışta hızla ilk üçe tırmanan yapım, En İyi Film kategorisinin yanı sıra yönetmen, erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, uyarlama senaryo, kasting, kurgu, görüntü yönetimi, özgün müzik ve ses dallarında da iddialı. Daha geçen sene Sean Baker’ın aynı gecede 4 Oscar aldığı rekoruna PTA’in de ortak olması işten bile değil gibi görünüyor. Tek handikap ise filmin dağıtımcısı Warner Bros’un elinde bir başka ödül sezonu favorisi bulunmas. Yılın gişe rekortmeni Sinners ile gireceği kıran kırana rekabetin galibi kim olacak, şimdiden büyük merak konusu.
Emmyler sahiplerini buldu
77. Primetime Emmy Ödülleri dün gece sahiplerini buldu. Sunucu Nate Bargatze’nin, teşekkür konuşmalarını 45 saniyede bitirmeyenlerin adına bağış yapacağını söyleyerek başlattığı şaka yüzündem herkes koştura koştura sahneden ayrıldı. Gecede Adolescence ve The Studio kendi kategorilerinde şov yaparken, dramalarda ödüller dört bir yana dağıldı: Oyunculuk ödüllerini Severance ile The Pitt paylaştı, senaryoda Andor, yönetmenlikte Slow Horses galip geldi. En İyi Drama ödülü ise The Pitt’e gitti. Şaşırtıcı bir şekilde Jeff Hiller’ın (Somebody Somewhere) zaferi ve geçen sezon eli boş dönmesiyle üzüldüğümüz Hannah Einbinder’ın (Hacks) sonunda ödülüne kavuşması, Emmy’nin son yıllardaki ezbere seçim alışkanlığından biraz olsun uzaklaştığını gösteriyor. Programı yayından kaldırılan Stephen Colbert’in iki defa ayakta alkışlandığı geceden çıkan tüm sonuçlara buradan ulaşabilirsiniz.
Yepyeni bir podcast: Nerede O Eski Oscarlar
Sezon giderek civcivlenirken, 12 yıldır varlığını sürdüren O Podcast kanalında yeni bir seriye başladık: Nerede O Eski Oscarlar. Fikir pek sevgili Emre Eminoğlu’ndan çıktı. Amaç hem yakın Oscar tarihini unutan akranlarımıza hatırlatıcı bir kaynak sunmak, hem de geçmiş törenlerin büyüsünü hiç yaşamamış genç arkadaşlarımızın popüler kültür dağarcığını genişletmek. Emre ve bir dekatı devirdiğim podcast partnerim Seda Artar’la iki haftada bir, her Perşembe buluşup 77. Akademi Ödülleri’nden başlayarak favorilerimizi, o yılın yarışını, zaman içinde değişen fikirlerimizi ve alternatif Oscar tarihini konuşuyoruz. Sekiz bölümlük ilk sezon çoktan başladı. Spotify’dan abone olmadıysanız, tam sırası! Bu arada aman merak etmeyin, kanalda her Perşembe dönüşümlü olarak iki podcast de yayınlanmaya devam edecek.
Haftanın Fragmanları
Geldik haftanın fragmanlarına… Toronto’da dünya prömiyerini yapan Christy’den ilk fragman geldi. Sydney Sweeney’nin ringe adım atarak efsane boksör Christy Martin’i canlandırdığı film, branşında dünyanın gündemine oturabilmiş ilk kadınlardan birinin yükselişini ve onu göklere çıkaran ama hayatını da karartan menajeri/eşi Jim’le (Ben Foster) ilişkisini anlatıyor. Sweeney ve Foster’ın performansları TIFF’de çok övgü topladı ama filmin eleştirileri pek iyi değil, bilginize. Ayrıca Craig Brewer’ın Song Sung Blue‘su da ABD vizyonunda Noel’e hazırlanıyor. Hugh Jackman ve Kate Hudson’ı bir Neil Diamond tribute grubuna dönüştüren müzikal dram, gerçek bir çiftin Milwaukee’de başlayan sıra dışı yolculuğuna ışık tutuyor. Hudson’ın performansıyla ilgili dedikodular şahane!
Rian Johnson’ın Knives Out serisini devam ettirdiği Wake Up Dead Man‘den de ilk fragman paylaşıldı. Daniel Craig’in Benoit Blanc’ı bu kez “imkânsız bir cinayet”in peşinde: Bir rahip (Josh Brolin) vaaz verdikten sonra herkesin gözü önünde beton bir kutuya giriyor, yarım dakika sonra ise ölü bulunuyor. Josh O’Connor, Glenn Close, Andrew Scott, Kerry Washington ve daha pek çok yıldızın eşlik ettiği film Toronto’daki ilk gösterimlerini başarıyla tamamladı. Seyirci Ödülü oylamasında üçüncü geldiğini de not düşeyim. Josh O’Connor filmin öne çıkan yıldızı dense de En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalındaki boş yarışta Glenn Close’a da gün doğabilir. 12 Aralık’ta Netflix’te yayında!
Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.