Takip et

Eleştiri

Springsteen: Deliver Me from Nowhere (Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni): Patron Çıldıramadı

tarihinde yayınlandı.

Springsteen: Deliver Me from Nowhere

SPRINGSTEEN: DELIVER ME FROM NOWHERE (Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni) | Yönetmen: Scott Cooper | Oyuncular: Jeremy Allen White, Jeremy Strong, Paul Walter Hauser, Stephen Graham, Odessa Young, Gaby Hoffmann, Marc Maron, David Krumholtz, Harrison Gilbertson, Grace Gummer, Chris Jaymes, Matthew Anthony Pellicano | Senaryo: Scott Cooper (uyarlama), Warren Zanes (kitap) | ABD | 119′ | Biyografi, Drama, Müzik

Springsteen: Deliver Me from NowhereRami Malek’e Oscar getiren Bohemian Rhapsody’nin başımıza ördüğü çorapların cefasını çekmeye başlayalı yedi yıl oldu, hâlâ da devam ediyor. Geçtiğimiz yılın ödül sezonu filmlerinden, aynı yolun yolcusu A Complete Unknown, Bob Dylan’a daha çok benzeyen ama başrolünün taklide saplanmadan kendi yorumunu getirmeye gayret ettiği bir yöntemi tercih etmişti. Benzer yolu izleyen Deliver Me from Nowhere de Amerikan rock müziğinin “patronu” Bruce Springsteen’i merkezine alıyor. Listelerde zirveye oturan ilk albümü The River’ın başarılarla dolu turnesinin ardından New Jersey’e dönüp kabuğuna çekilen Springsteen’i, rock yıldızlığının getirdiği yorgunluktan tükenmiş bir hâlde buluyoruz. Ünündeki herhangi bir şarkıcıya yakışmayacak kadar sade bir yaşam sürerken, hem müzik şirketlerinin ondan yeni hitler beklentisi, hem sürekli gölgesini hissettiren çocukluk travmaları, hem de adını koymakta geç kaldığı depresyonu arasında sıkışıyor. Bu yalnızlık ve içe kapanışın içinde, 1982’de yayımladığı ikonik albümü Nebraska’nın hazırlıklarına girişiyor.

Hem işitsel hem de tematik olarak folk müziğe yeni bir soluk getiren Nebraska’nın ilham kaynaklarına baktığımızda, kırsal kesimin kaygılarını görmek hiç de zor değil. Mavi yakalıların hayatta kalma mücadelesinden Terrence Malick’in Badlands‘ine uzanan geniş bir spektrumda Springsteen, temas ettiği her şeyden beslenerek yazmış bu albümü. Kendimle ilgili bir parantez açarak devam edeyim; Springsteen külliyatına hâkim değilim. Kendisiyle tanışıklığım, Emmy açılışında Jimmy Fallon’un Glee destekli “Born to Run” yorumundan ve The Graham Norton Show’da Britanya seyircisinin ona duyduğu özel ilgiden ibaret. Bu yüzden, standart bir biyografi olma konusunda ısrarcı davranan film benim için aynı zamanda bir tanışma fırsatına dönüştü.  Yalnız satırlara kulak verdiğinizde bile Springsteen’in içe kapanarak şöhretten arınmış bir gözle dünyaya yeniden bakma çabasını sezebiliyorsunuz zaten. Ne var ki film bu pencereyi aralayıp o dönemi seyircisine hakkıyla aktaramıyor.

Springsteen: Deliver Me from Nowhere

Jeremy Allen White’ın, daha depresif bir Carmy (The Bear) ve Lip (Shameless) kokteyli olarak karşımıza çıktığı yapım, çok eski kurallara göre oynuyor. Springsteen’e yeni albümünü yazma sürecinde ilham olan her şeyi büyük bir bayağılıkla, incelikten uzak bir şekilde sunuyor. Hikâyeyi anlatırken sürekli kestirmeden gitmeyi seçen ve hiçbir sembolik katmanla uğraşmayan, bahçe duvarını görse aşan, pastırma görse Konyalı’ya bastıran bu yaklaşım, Springsteen’i de büyük bir sanatçı olduğuna ikna olamadığımız bir düzlüğe hapsediyor. Çocukluğunda maruz kaldığı aile içi şiddeti aktaran sahneler de siyah-beyaz yerine griye çalan, kötü çekilmiş görüntülere yaslanıyor ve asla bu travmaları bugüne taşıyamıyor. Böyle olunca da acılarının altında ezilen Springsteen’in derdine ortak olamıyoruz. Warren Zanes’in kitabını uyarlayan yönetmen/senarist Scott Cooper’ın mutlaka bildiği ve anladığı bir Springsteen vardır orası kesin de, o Springsteen’in bu filmde var olduğunu düşünmüyorum.

Springsteen’in küçücük bir yatak odasında, tüm prodüksiyon numaralarından arındırılmış biçimde kaydettiği sade parçaların yer aldığı ilk yarı, menajeri ve plak şirketi temsilcileriyle buluştuğu sahnelerde biraz olsun müsamere havasını kaybediyor. Ancak hem Jeremy Allen White’ın hem de Jeremy Strong’un materyali haddinden fazla ciddiye alan oyunları, filmi giderek boğucu hâle getiriyor. Bir tarafta bu tür müzisyenleri kırk yılda bir dünyaya gelen olağanüstü varlıklar olarak sunan, şanstan, çevreden, fırsattan ve çalışmaktan hiç bahsetmeyen klasik biyografi anlatısını kırmaya çalışan bir film var. Diğer tarafta ise tüm kalabalığın arasında Springsteen’i “anlaşılamayan yaralı sanatçı” klişesine hapseden kreatif birlik. Bu sırada büyük bir aşk hikâyesi yerine, kısa süreli bir gönül macerasının açtığı yarayı koca harflerle “depresyon” yazan bir yara bandıyla kapatmaktan da geri kalmıyor Deliver Me from Nowhere. Böyle olunca da Nebraska, Springsteen’in starlıktan öte söz yazarı olarak kredisini artıran albümü değil, hengâmede kaydedilmiş herhangi bir çalışma gibi görünüyor. En azından benim gibi Springsteen külliyatına hâkim olmayan seyirciler için, filmin ardından yapılan Wikipedia ziyaretini zorunlu kılıyor özensizliğiyle.

Springsteen: Deliver Me from Nowhere

Hakkında sayısız kitap yazılmış, müzik tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir sanatçıyı vasıflarından ve kıymetli özelliklerinden arındırarak tasvir etmeyi seçen Springsteen: Deliver Me from Nowhere, bütün bu yetisizliğinin ardından bağlandığı büyük duygusal finalinde de hiçbir şey hissettirmiyor. Kendinle barışabilmek için geçmişle hesaplaşmak gerekir, üstünü örtmek değil. İlk kez oturulan baba kucağının romantizasyonu bu niteliksizliğe pek yakışmış gerçi. Scott Cooper, kırık erkek hikâyeleriyle dolu filmografisinin bana neden hitap etmediğini hatırlatmakla kalmadı, aynı zamanda bu sadeliğin ve dramatik eksikliğin odağı kim olursa olsun anlatıyı değersizleştirdiğini de bir kez daha gösterdi. Sonuç, izleyiciye “Bu filmi neden izledik?” sorusunun ötesinde, “Bruce Springsteen neden bu kadar ünlü?” gibi hadsiz bir sorgu açtıran bir biyografi. Alabildiğine sıradan, demode ve ruhsuz bir müzisyen filmi daha. İzledik, bitti, unutmaya çalışıyoruz.


Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Devamını oku
Yorum Yapın

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin