Üç Film Birden | Jurassic World: Rebirth, Ne Zha 2 ve Mission: Impossible – The Final Reckoning

Kısa eleştiri kuşağı Üç Film Birden’de bu kez malzemesi tükenmiş sinema endüstrisinin devam filmlerine sarma alışkanlıklarının izini sürüyorum. Ne yazık ki artık sinemaya gitmek de dizi izlemek gibi bir hâl aldı. “Öncesini izledin mi?”, “Sequel’ına baktın mı?” ve hele mevzubahis MCU ise “Disney+’ta mesaini yaptın mı?” gibi sorular eşliğinde alınıyor biletler. Bugün de meşhur serilerin yeni halkaları ve tutmuş bir animasyonun ikinci filmiyle karşınızdayım. Jonathan Bailey’ye doyurduğu için şükrettiğimiz Jurassic World: Rebirth, neden bu kadar tuttuğunu hâlâ anlayamadığım Ne Zha 2 ve Tom Cruise’un emeklilik sinyalleri verdiği Mission: Impossible – The Final Reckoning’i konuşacağız.

Yönetmen: Gareth Edwards | Oyuncular: Jonathan Bailey, Scarlett Johansson, Mahershala Ali, Rupert Friend, Manuel Garcia-Rulfo, Luna Blaise, David Iacono, Audrina Miranda, Ed Skrein | Senaryo: David Koepp | ABD, Birleşik Krallık, Malta, Hindistan, Tayvan | 133′ | Aksiyon, Macera, Bilimkurgu, Gerilim

JURASSIC WORLD REBIRTH: Keşke Her Şeyin Nesli Tükense

Rogue One ile Andor’un yolunu açtığı için Gareth Edwards’ın bende kredisi çok büyük. Ama Chris Pratt’li üç denemenin ardından seriye yeni bir kimlik kazandırmaya çalışan Rebirth‘ü ile hiç anlaşamadım ne yazık ki. Yine laboratuvar kaynaklı bir hata nın ardından zindanlarından kurtulup dünyayı cehenneme çeviren dinozorlar bu kez “Büyük İlaç Firmaları”nın bir kalp hastalığına çare bulma hırsı için hedefe dönüşüyor. Bu motivasyonla beceriksiz tiplerle dolu bir ekip, amirleri Scarlett Johansson ve dinozorlara gönül vermiş Jonathan Bailey’yle birlikte ilaç devlerinin temsilcisi eşliğinde yola çıkıyor. Buraya kadar tamam. Nesli tükense de kurtulsak dediğimiz CGI canlılarla dolu bir adada hayatta kalma öyküsü izlemeye razıyız ne de olsa. Ama üzerine inanılmaz anlamsızca bir aileyi, uyuşturucularla arası iyi damatlarıyla beraber hikâyeye yamamak nedir? Garip senaryo seçimleri yüzünden Rebirth, seyircinin karakterlerle bağ kurmasına asla alan tanımıyor. T-Rex’in birilerini hapır hupur yiyecek olmasına bile aldırış etmez hâle geliyoruz. Tek hoşuma giden, Jonathan Bailey’nin derisinin altından ışıldayan tarifsiz enerjisi. Yanına bir Vileda sopası bile verseniz kimya yakalayacağına eminim. Gerçekten büyüleyici bir aktör. Bu film yeteneklerini sergileyeceği fırsatları tanımasa da en azından bağıra çağıra gay bir yetenek cebini dolduruyor diyelim, Jurassic World’ü ise kendi karanlığına terk edelim.

Yönetmen & Senaryo: Jiaozi | Seslendirenler: Lü Yanting, Han Mo, Lü Qi, Chen Hao, Zhang Jiaming, Wang Deshun, Li Nan, Zhou Yongxi, Yang Wei | Çin | 143′ | Animasyon, Aksiyon, Macera, Fantastik

NE ZHA 2: Mitoloji Çorbası

Yerelde ulaştığı inanılmaz rakamlarla Inside Out 2 ve The Lion King’i sollayarak tüm zamanların en çok gişe yapan animasyonu unvanını kapan Ne Zha 2, Çin mitolojisini bilgisayar oyunu estetiğiyle sinemaya taşıyan 2019 tarihli filmin devamı. Bu kez şeytani bebemiz Ne Zha ve iyilik yapmaktan beli bükülmüş Ao Bing, kutsal bir çiçek sayesinde bedenlerini yeniden inşa ediyor. Ancak ritüel tamamlanmadan Ao Bing saldırıya uğrayınca ikisinin ruhu tek bir bedeni paylaşmak zorunda kalıyor, çözümü de yine yüce güçlere sahip önderlerinde arıyorlar. Tabii bu özet en sade hâli, başına oturup izlemeye kalkınca iş çok daha çetrefilli. Teknik açıdan bu evrenin göze hitap ettiğini düşünmüyorum. Çin’de bu efsanelerle büyümüş biri için dillerinin temeline ait mitleri maceralı bir öyküde izlemek eminim ki keyiflidir, ama dışarıdan bakınca ortada tam bir çorba var. Bitmek bilmez karakter kalabalığı, takip etmesi güç dolambaçlı anlatı, üzerine bir de “kendinden olmayana gösterilen hoşgörüsüzlük” üzerinden zoraki bir kuir mesaj denemesi… Olmayınca olmuyor işte. Yapamayacaksanız uzatmayın artık elinizi bize kardeşim. Birkaç gün sonra benzer sebeplerle Elio’yu mazur gördüğümde bu ikiyüzlülüğümü bana hatırlatmayı da unutmayın lütfen.

Yönetmen: Christopher McQuarrie | Oyuncular: Tom Cruise, Hayley Atwell, Ving Rhames, Simon Pegg, Esai Morales, Pom Klementieff, Henry Czerny, Angela Bassett, Greg Tarzan Davis, Holt McCallany, Janet McTeer, Nick Offerman, Hannah Waddingham, Tramell Tillman, Shea Whigham, Charles Parnell, Mark Gatiss, Rolf Saxon | Senaryo: Christopher McQuarrie, Erik Jendresen | Birleşik Krallık, ABD 169′ | Aksiyon, Macera, Gerilim

MISSION IMPOSSIBLE – THE FINAL RECKONING: Emeklilik Çanları

Her filmini izlerken “Tom Cruise bu defa hangi deliliğe kalkıştı?” merakıyla ekrana kilitlendiğim Mission: Impossible serisinin sekizinci ve belki de son halkası The Final Reckoning, eleştirel başarı da yakalayan son birkaç instalasyonun ardından epik ama içi bomboş bir nokta koyuyor. Ethan Hunt ve şürekâsı, “Varlık” adını taşıyan çığrından çıkmış bir yapay zekâyı durdurmaya çalışıyor filmde. Tabii ki bolca aksiyon var, izlemeye doyamayacağınız sahneler mevcut. Ama bilin bakalım ne yok? Mantıklı tek bir diyalog, bu müsamere metinlerini birbirine bağlayan tutarlı bir olay örgüsü ya da önceki filmlerde bir şekilde yaratılan o önem hissi. Tehlikeli ve imkânsız görevlerin tanımı bu kez çocuklar tarafından doğaçlama üretilmişçesine vasat. Serinin önceki karakterlerine birer selam göndermeye çalışan hızlı flashbackler de Binbir Gece’nin aylarca abartılarak reklamı yapılan canlı finali kadar bağlamdan kopuk, dikkat dağıtıcı ve hatta gülünç. Tom Cruise’un yapmadığım ne kaldı sorusuyla yola çıktığını her zerresinde hissettiren ve üç saatlik süresiyle sabır zorlayan The Final Reckoning’e çok sinirliyim sevgili dostlar. Hele ki Rogue Nation ve Fallout gibi zirvelerden sonra…