Kanepeden Ocak Günlüğü: Yeni Yıla Sıkı Başlangıç

Yıl sonu listelerine alan açarken sakin bir ay geçiren televizyon, Ocak ayıyla birlikte kanepeden kalkmamamız için elinden geleni yapmaya hazırlanıyor. Biz Oscar’la oyalanırken, platformlar da Emmy için üretime başlıyor artık. Geri dönen favori diziler, bağımlısı olduğumuz reality şovlar, ekrana bağımlı edecek yepyeni işler… Kanepeden Ocak Günlüğü‘nde 2025’in ilk ayında ekrana düşecek olan tüm bu yeni sezonları ve prömiyerleri, biraz heyecan, biraz kuşku ve bolca kişisel notla yan yana getirdim. Hadi atın yer işaretlerine!

The Traitors UK – 4. Sezon (BBC, 31 Aralık)

Ünlüler versiyonuyla gönüllerimizde kurduğu tahtı iyice sağlamlaştıran The Traitors’ın Birleşik Krallık uyarlaması, bugün dördüncü sezonuyla geri dönüyor. 1 ve 2 Ocak’ta art arda yayınlanacak yeni bölümlerle birlikte, The Traitors trenine atlamak için artık son uyarılar bunlar. Ocak ayı içinde ABD sezonu da başlayacak olan hit reality şovun Türkiye uyarlaması da yolda, malum. Giray Altınok’lu ve ünlüler versiyonlu adaptasyona geçmeden önce, gelin biraz kurallarını ve cazibesini öğrenin. Hayran kitlesine katılmak için hâlâ vaktiniz var!

Run Away (Netflix, 1 Ocak)

Romanlarının uyarlamalarını daha önce de defalarca izlediğimiz Harlan Coben’in bu kez de Run Away’i taşınıyor ekranlara. James Nesbitt, Ruth Jones, Minnie Driver ve Alfred Enoch’un başrolleri paylaştığı mini dizi, kızının kaçmasının ardından “mükemmel” hayatı paramparça olan bir babayı merkezine alıyor. Yılbaşı gecesi biraz fazla tozutanlar için, ertesi günü kafayı çok yormadan izlemelik ideal bir seçenek gibi duruyor. Coben’e doyamayanlar için de küçük bir not: Netflix’te uyarlamalarından oluşan hatırı sayılır bir koleksiyon mevcut.

RuPaul’s Drag Race – 18. Sezon (Wow Presents+, 3 Ocak)

İnatla izlemeye devam ettiğim Drag Race’in ABD serisi için geri sayım başladı; 18. sezon kapıda! Cardi B’nin konuk jüri olacağı prömiyerin ilk 10 dakikası YouTube’da yayınlandı bile. Athena Dion, Briar Blush, Ciara Myst, Darlene Mitchell, DD Fuego, Discord Addams, Jane Don’t, Juicy Love Dion, Kenya Pleaser, Mandy Mango, Mia Starr, Myki Meeks, Nini Coco ve Vita VonTesse Starr’dan oluşan kadronun yaş ortalaması otuzun üzerinde. Vallahi hasret kalmıştık deneyimli kraliçelere. Çok eğleneceğimiz hissi şimdiden ağır basıyor.

His & Hers (Netflix, 8 Ocak)

His & Hers’te Tessa Thompson ve Jon Bernthal’ı; biri dedektif, diğeri gazeteci olan, birbirlerinden iyice uzaklaşmış iki eş olarak izleyeceğiz. Her ikisinin de diğerini baş şüpheli olarak gördüğü bir cinayeti çözmeye çalıştığı yapım, Netflix’in fonladığı uyarlamalardan bir diğeri. Eileen ve Lady Macbeth’ten tanıdığımız William Oldroyd’un imzasını taşıyan mini dizi, altı bölüm süreceği için yine “bir oturuşta bitirmelik” işler kategorisinde. Bu arada Thompson’ın projede yapımcı şapkasıyla da yer aldığını ekleyeyim. Hanımefendi her koldan çalışıyor.

The Traitors – 4. Sezon (Peacock, 8 Ocak)

Birleşik Krallık versiyonunun aksine, başladığı günden beri ünlüleri (daha doğrusu reality şovlarla ünlenmiş isimleri) yarıştıran Amerikan The Traitors da dördüncü sezonuyla Ocak ayını şenlendirmeye geliyor. Drag Race’ten Monét X Change, Survivor’dan Yam Yam ve Rob, The Bachelorette’ten Colton Underwood’un yanı sıra olimpik sporcu Johnny Weir ve Jason ile Travis Kelce’nin annesi Donna da kadroda. Zionist olmakla gurur duyan Michael Rapaport’un varlığını hâlâ anlamlandıramadım ama reality şov yıldızlarına güveniyorum. Çok bekletmeden yollarlar bu oksijen israfını.

The Pitt (HBO Max, 9 Ocak)

İlk sezonuyla aklımızı başımızdan aldığı yetmezmiş gibi Emmy Ödülleri’ni de silip süpüren The Pitt, gerçek televizyonculuğa yakışır bir şekilde çok bekletmeden ikinci sezonuyla geri dönüyor. Yine 15 saatlik bir acil servis mesaisini gerçek zamanlı olarak izleyip kaosa doyacağız. Bu kez sezon, Amerikalılar için pek kıymetli olan 4 Temmuz’da geçecek. Yani bunu fazla dillendirip sürprizini biraz kaçırıyorum aslında ama reklamın iyisi kötüsü olmaz herhalde: Oksijen’in 9 Ocak’ta çıkacak sayısında dizinin ekibiyle yaptığım bir röportaj da yer alacak. Evet, Noah Wyle ile konuştum. Cennetin kapılarını araladım diyebilir miyiz?

A Thousand Blows – 2. Sezon (Disney+, 9 Ocak)

Peaky Blinders’ın yaratıcısı olarak nam salan Steven Knight’ın yeni projesi A Thousand Blows’un ikinci sezonu nihayet geliyor. Adolescence ile Emmy’e doyan Stephen Graham ve Erin Doherty’nin başrollerinde yer aldığı dizi, 19. yüzyılın sonlarına doğru Jamaika’dan kaçıp Londra’ya gelen iki arkadaşın, boks yaparak hayatta kalma mücadelesini ve kendilerini bir anda suç dünyasının içinde bulmalarını konu alıyor. Hikâye anlatıcılığını yeniden keşfeden bir iş olmasa da, Knight imzalı dönem işlerine zaaflı kitle için biçilmiş kaftan. İlk sezonu kaçırdıysanız, yetişmek için hâlâ vaktiniz var.

The Night Manager – 2. Sezon (Prime Video, 11 Ocak)

2016’da bir mini dizi olarak seyirciyle buluşan John le Carré uyarlaması The Night Manager, yıllar sonra ikinci sezonuyla geri dönüyor. Olivia Colman’a ilk Altın Küre’sini kazandıran yapımın gelecek yıl da üçüncü sezonuyla yoluna devam edecekmiş hatta. Tom Hiddleston’ın Jonathan Pine adlı eskinin askerî subayı bugünün bir otelde gece müdürüne hayat verdiği dizide, bu kez kendisini farklı bir görevde izleyeceğiz. Kadroya Diego Calva ve Camila Morrone’un da dahil olduğu yeni macera için fazlasıyla hazırız.

Industry – 4. Sezon (HBO Max, 12 Ocak)

Üçüncü sezonuyla eleştirel anlamda zirveye ulaşan Industry, Harry Lawtey’nin ayrılığının ardından biraz kimlik değiştirdiği bir sezonla çıkıyor karşımıza. Bu defa Harper ve Yasmin’i, eski deneyimsiz hâllerinden eser kalmamış bir noktada izleyeceğiz. Max Minghella, Toheeb Jimoh ve Kiernan Shipka’nın kadrosuna dahil olduğu dizinin ekibiyle yaptığım röportaj da Oksijen’in 16 Ocak tarihli sayısında yayınlanacak. Oscar Boy’u satır satır okuyan dostları tiraj artırmaya davet ediyorum. Kit Harington’la tanışıldı, Marisa Abela’dan soru karşılığında bir “Aferin!” alındı.

Hijack – 2. Sezon (Apple TV, 14 Ocak)

İlk sezonuyla Idris Elba’ya Emmy adaylığı getiren Hijack de iki buçuk yıl aradan sonra ekranlara dönüyor. Bu kez Elba’nın canlandırdığı Sam Nelson, Berlin metrosunda bir treni ve yolcularını rehin alanlarla pazarlığa oturacak. Christine Adams, Max Beesley ve Archie Panjabi gibi isimlerin yer aldığı kadroya Christian Näthe, Clare-Hope Ashitey ve Toby Jones’un da katıldığı yapımı izleyeceğiz izlemesine ama şu Apple TV artık Türkiye’ye girse de işimizi biraz kolaylaştırsa çok daha iyi olmaz mı?

Agatha Christie’s Seven Dials (Netflix, 15 Ocak)

Broadchurch ve Doctor Who’da dirsek çürüten Chris Chibnall’ın imzasını taşıyan Agatha Christie’s Seven Dials, suç romanlarının kraliçesinin kitaplığından The Seven Dials Mystery’nin uyarlaması. Üç bölümden oluşan mini dizide Mia McKenna-Bruce’u genç ve kararlı bir dedektif olarak izleyeceğiz. Görkemli bir kır evi partisinde yapılan bir şakanın korkunç ve ölümcül bir şekilde ters gitmesiyle açılan hikâyede Helena Bonham Carter ve Martin Freeman da önemli rollerde karşımıza çıkıyor. Ben mini dizi kanadında Emmy adaylıklarının kokusunu şimdiden almaya başladım.

Ponies (Peacock, 15 Ocak)

Türkiye’de doğrudan anlaşmalı bir yayıncısı olmayan NBC’nin dijital platformu Peacock’ta yayınlanacak Ponies, Emilia Clarke özlemimizi dindirmeye geliyor. Haley Lu Richardson’la başrolleri paylaştıkları bu casus dizisi, 70’li yıllarda Moskova’daki Amerikan Büyükelçiliği’nde çalışan iki sekreterin, kocalarının ölümüyle birlikte CIA ajanına dönüşmelerini konu alıyor. Yaratıcı koltuğunda Susanna Fogel (The Flight Attendant) ve David Iserson (New Girl) olduğu için, komedi tarafının da epey güçlü olacağına inancımız tam.

Ayrılık da Sevdaya Dahil (Netflix, 15 Ocak)

Yerli sinemamızın ustalarından Yavuz Turgul’un yaratıcısı olduğu yeni dizi Ayrılık da Sevdaya Dahil, 15 Ocak’ta izleyiciyle buluşuyor. Kurtcebe Turgul ve Nilgün Öneş’in kaleme aldığı yapım, sert yaşam kurallarıyla büyümüş bir tefeci tahsilatçısı Kemal ile bir senaryo yazarı olan Afife’nin kesişen yolculuğunu merkezine alıyor. Dizinin başrollerinde İbrahim Çelikkol, Emine Meyrem ve Yasemin Kay Allen yer alırken, Deniz Türkali, Tarık Papuççuoğlu, Menderes Samancılar, Asuman Çakır ve Sinan Bengier gibi deneyimli isimler de eşlik ediyor.

A Knight of Seven Kingdoms (HBO Max, 19 Ocak)

George R. R. Martin’in yarattığı evrenden çıkan üçüncü dizi A Knight of Seven Kingdoms da Ocak ayında, altı bölümlük ilk sezonuyla ekranlara geliyor. Bu kez Game of Thrones’ta yaşananların yaklaşık 100 yıl öncesine, Targaryenler’in hâlâ Demir Taht’ta oturduğu bir döneme gideceğiz. Westeros’un hizmetinde olduğu bir lordu bulunmayan gezgin şövalye Ser Duncan the Tall ve yaveri Egg’in maceralarını konu alan dizi, evrenin daha “küçük ölçekli” hikâyelerine odaklanıyor. House of the Dragon hayal kırıklığının ardından umudum pek kalmadı ama şaşırtılmaya da razıyım.

Steal (Prime Video, 21 Ocak)

Kit Harington’ı Industry’de, Emilia Clarke’ı Ponies’de yakaladıktan sonra Sophie Turner’ı da Steal’de izleyerek Ocak ayını küçük bir Game of Thrones anmasına çevireceğiz belli ki. Steal, yüzyılın soygununu ve kendisini bu soygunun tam ortasında bulan sıradan bir ofis çalışanını merkezine alıyor. Bir emeklilik fonu yatırım şirketini basan soyguncularla başlayıp, sonrasında giderek genişleyen bir hikâyeye dönüşeceği söyleniyor. Sürükleyici yapımlar üretme konusunda mahir Prime Video, seyirciyi yine koltuklara bağlayacak besbelli.

The Beauty (Disney+, 22 Ocak)

Kim Kardashian’lı felaket All’s Fair’ın acı tadı henüz damağımızdan silinmemişken, Ryan Murphy bu kez de The Substance’dan apartılmış gibi duran The Beauty ile geliyor. Evan Peters, Anthony Ramos, Jeremy Pope, Ashton Kutcher ve Rebecca Hall’un başrollerinde yer aldığı yapımda ünlü model Bella Hadid de hatırı sayılır bir rol kapmış. Uluslararası süper modellerin korkunç ve gizemli şekillerde ölmeye başlamasıyla, yüksek moda dünyasının karanlığa büründüğü bir hikâye anlatılıyor. Olayı inceleyen FBI ajanları, daha sonra dehşet verici sonuçlara yol açan ve cinsel yolla bulaşan bir virüsü keşfediyor. Klasik bir Ryan Murphy saçmalaması yani. Bir bölüm bakar, sonra da kötüleyen tweet’leri beğeniriz yine.

Wonder Man (Disney+, 27 Ocak)

Marvel’la ilgili herhangi bir şeye hâlâ tahammül edebilen kaldı mı bilmiyorum ama paylaşmamak da olmaz tabii. Yahya Abdul-Mateen II’nin başrolünde yer aldığı Wonder Man, Destin Daniel Cretton imzalı bir “film içinde film” öyküsü. Wonder Man’in hayatını anlatan bir film için seçmelere katılan bir aktör, ansızın süper güçler edinir. Ben Kingsley’yi de izleyeceğimiz yapımla ilgili Marvel’ın pek umudu yok gibi duruyor ama. Dizinin prömiyerine bir aydan az süre kalmasına rağmen hâlâ kayda değer bir promosyon çalışması başlamış değil.

Shrinking – 3. Sezon (Apple TV, 28 Ocak)

Bu yazıyı yayına vermeme saatler kala fragmanı paylaşılan Shrinking’in üçüncü sezonu için geri sayım da resmen başlamış oldu. Yas tutarken mesleki kuralları çiğnemekten çekinmeyen terapistimiz Jason Segel ve akıl hocası Harrison Ford’la, Scrubs ile Cougar Town arasında bir yerde denge kuran dizi, yine aile bağlarını öve öve gönlümüzü titretecek gibi duruyor. Bu sezon Jeff Daniels, Sherry Cola, Isabela Gomez, Michael J. Fox ve Candice Bergen’ı da konuk rollerde izleyeceğiz.

Bridgerton – 4. Sezon (Netflix, 29 Ocak)

Çok izlenmesine rağmen bir türlü elimin gitmediği Bridgerton’ın, iki parça hâlinde yayınlanacak dördüncü sezonu da geliyor. Ailenin ikinci büyük çocuğu Benedict Bridgerton’ı (Luke Thompson) merkezine alan yeni sezonda, maskeli balonun gizemli Gümüş Leydi’sine (Yerin Ha) kaptıracak gönlünü esas oğlan. Yalnız 29 Ocak tarihine aldanmayın. Dördüncü sezonun sadece ilk dört bölümü bu tarihte yayınlanacak, kalan dört bölüm ise 26 Şubat’ta gelecek. Umuyorum Netflix bu tuhaf “yarım binge” modelinin işe yaramadığını fark eder de haftalık düzene geçer, biz de haftalarca yeni bölüm beklemekten kurtuluruz.