96. Akademi Ödülleri / Oscar 2024 Tahminleri

96. Akademi Ödülleri / Oscar 2024 Tahminleri

Geçtiğimiz sene neden bilmiyorum (Aslında gayet iyi biliyorum, deprem, seçim gerilimi, bilmem kaçıncı taşınma telaşım…), epey yavaş geçtiği için Oscar sezonu bittiği gibi kendime uzun bir ara aldım. Uzundan kastım da bu sefer bir değil, iki hafta dinlenmiş olmam. Ama çok geçmeden Oscar Boy’un okunma/bilinme sebepleri arasında sayabileceğimiz derleme için oturdum bilgisayarımın başına. 2023 yapımlarının ödüllendirileceği, muhtemelen Şubat 2024 sonu gibi gerçekleşecek 96. Akademi Ödülleri’nde adını duyma ihtimalimizin olduğu yapımları sıralayacağım yine sizlere.

Biliyorsunuz ki bu yazıyı törenden neredeyse bir yıl evvel yazıyorum. Bundan birkaç ay sonra bu sayfaya yolunuz düştüğünde buradaki filmlerin berbat çıktığına ya da gösterime girmeyip ertelendiğine şahitlik edebilirsiniz. Mesela son kazanan Everything Everywhere All at Once’ı sadece “Kısa Kısa” bölümünde anmışım geçtiğimiz sene. Bununla birlikte Akademi’nin 2020’de belirlediği kuralların uygulamaya alınacağı bir sezon bekliyor bizleri. Dolayısıyla kimi yapımların, düşük bir ihtimalle olsa da, koşulları sağlamadığı için yarış dışı kaldığını görebiliriz. Etnik kökenler ve cinsiyetler arası fırsat eşitliği yaratma konusunda verdikleri mücadelenin meyvelerini yavaştan yiyecek umuyorum ki Akademi.

Evet, daha da lafı uzatmayayım artık. Senenin en sevdiğim günlerinden biri, siz sevgili Oscar Boy okuyucularının da favori yazısı için kurdeleyi kesebiliriz artık. Kahveler ve çaylar alınsın, lavajlar alıkılsın, bilgisayarın ya da Christopher Nolan’a inat telefonun başına geçip satır satır okunsun. Yine hak edenin kazandığı, keyiften dört köşe olduğumuz bir sene yaşanması dileğiyle. Afiyet olsun!

A’DAN Z’YE EN İDDİALILAR

Oscar yarışında en çok adaylığı alabilecek, En İyi Film kategorisinde de yarışı önde götürme ihtimali bulunan filmlerden bir derleme.

BARBIE (Warner Bros.)
Yönetmen: Greta Gerwig | Senaryo: Greta Gerwig, Noah Baumbach
Oyuncular: Margot Robbie, Ryan Gosling, Will Ferrell, America Ferrera, Kate McKinnon, Ariana Greenblatt, Alexandra Shipp, Emma Mackey, Michael Cera, Rhea Perlman, Emerald Fennell, Simu Liu, Kingsley Ben-Adir, Issa Rae, Ncuti Gatwa, Hari Nef

Lady Bird ve Little Women’la elde ettiği Oscar başarıları sonrası geri dönüyor Greta Gerwig. Hayat arkadaşı Noah Baumbach’la birlikte senaryosunu kaleme aldığı Barbie, kasting aşamasından Kubrick’in 2001: A Space Odyssey’sine selam çakan fragmanına kadar epey konuşuldu. Warner Bros, tıpkı Elvis gibi yaz aylarında vizyona sokarak momentumu uzunca bir süre sabit tutmaya çalışacak besbelli. Hikâyesi de her türlü okumaya açık gibi gözüküyor: Barbie, mükemmel kadın imajından uzaklaşınca Barbieland’ten sürülür ve uyum sağlayabileceği bir evren ararken yolu bizim yaşadığımız “gerçek” dünyaya düşer.

Ne yapsa yakıştıramadığım Margot Robbie’yle, Ken rolüne cuk oturan Ryan Gosling’i buluşturacak projenin en kötü ihtimalle Altın Küre’nin komedi/müzikal kanadına damgasını vurma ihtimali bir hayli yüksek. Gerwig ile Baumbach bugüne kadar kalbimizi kolay kolay kırmadığından beklentileri de yüksek tutmadan edemiyorum. Bununla birlikte Christopher Nolan’ın yazın gösterime girecek Oppenheimer’ıyla gişede ister istemez bir mücadeleye girişecek. Umuyorum Avatar ve Top Gun gibi iki gişe canavarını birlikte ağırlayan Akademi, sinema salonlarını canlı tutması kuvvetle muhtemel Barbie’yi kucaklamaktan da geri kalmaz. Küçük bir not daha… Test gösterimlerinde Ryan Gosling’e herkes bayılmış. Bir Babylon faciası yaşamazsak yeni bir adaylık gelebilir.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Margot Robbie), yardımcı erkek oyuncu (Ryan Gosling), yardımcı kadın oyuncu (America Ferrera), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik, makyaj & saç tasarımı

color purple oscar boy

THE COLOR PURPLE (Warner Bros.)
Yönetmen: Blitz Bazawule | Senaryo: Marcus Gardley (uyarlama), Alice Walker (roman), Brenda Russell, Allee Willis, Stephen Bray, Marsha Norman (müzikal)
Oyuncular: Fantasia, Colman Domingo, Taraji P. Henson, Corey Hawkins, Danielle Brooks, H.E.R., Ciara, Phylicia Mpasi, Halle Bailey, Louis Gossett Jr., David Alan Grier, Aunjanue Ellis, Tamela J. Mann, Deon Cole, Stephen Hill, Elizabeth Marvel, Jon Batiste

Alice Walker’ın ünlü romanı, Steven Spielberg’ün 1985’te çekip 11 dalda Oscar’a aday olarak hepsini kaybettiği filmi ve 2005 tarihli Broadway müzikalinden sonra The Color Purple, çalgılı çengili hâliyle beyazperdeye gelmeye hazırlanıyor. Ünlü müzisyen Quincy Jones ve televizyonun tanrıçası Oprah Winfrey ile birlikte Spielberg’ün de yapımcıları arasında yer aldığı bu yeni verisyon Fantasia, H.E.R., Ciara gibi ünlü müzisyenlerin yanı sıra Colman Domingo’dan Taraji P. Henson’a başarılı oyuncularla dolu bir kadroya sahip. Babası tarafından hamile bırakılan ve sonra da eşine köle gibi satılan Celie rolü daha evvel Whoopi Goldberg’e Oscar getirmemiş, ama sahnedeki müzikal versiyonu Cynthia Erivo’ya Tony kazandırmıştı. Sıra 2004 yılında, henüz 19 yaşındayken American Idol’u kazanan Fantasia’da.

Epey prestijli bir proje olduğunu belirtmeye gerek yok. Arkasında müthiş isimlerin desteği olacağı için gündemden asla düşmeyecek The Color Purple. Tek handikap yönetmeninin tanınmaması gibi gözükse de Beyoncé’nin müthiş video projesi Black Is King’i yönetmişti Blitz Bazawule. Dolayısıyla vizyonuna olan güvenimiz sonsuz. Ayrıca bu eski Oscar favorilerinin yeniden çevrimlerini üst üste izlemek bir gelenek hâline geldi. West Side Story ile başladık, All Quiet on the Western Front ile devam ettik ve sıra The Color Purple’da. Bu arada ufak bir not daha: Spielberg’ün filmi Margaret Avery ve Oprah Winfrey’e adaylık getirmişti. Yeni versiyonda bu roller de Taraji P. Henson ile Danielle Brooks’un olmuş. Zaten Brooks, 2015’teki Broadway versiyonuyla Tony’e de aday edilmişti.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Fantasia), yardımcı erkek oyuncu (Corey Hawkins), yardımcı kadın oyuncu (Danielle Brooks ya da Taraji P. Henson), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün şarkı, makyaj & saç tasarımı, ses

dune oscar boy

DUNE: PART TWO (Warner Bros.)
Yönetmen: Denis Villeneuve | Senaryo: Jon Spaihts, Denis Villeneuve, Eric Roth (uyarlama), Frank Herbert (roman)
Oyuncular: Timothée Chalamet, Rebecca Ferguson, Josh Brolin, Stellan Skarsgård, Dave Bautista, Stephen McKinley Henderson, Zendaya, Charlotte Rampling, Javier Bardem, Florence Pugh, Austin Butler, Christopher Walken, Léa Seydoux, Souheila Yacoub, Tim Blake Nelson

Yaptığı hiçbir filmi sevemiyor olsam da Denis Villeneuve’ün hem sektör, hem de izleyici tarafından baştacı edildiğini görmezden gelmek için deli olmak lazım. Upuzun bir prolog tadındaki ilk film bile 10 dalda aday edilmiş ve 6’sını evine götürmüşken devam filminin bu başarıyı bir şekilde tekrar etmeme ihtimali neredeyse yok. Hatta aynı dallarda tekrar kazandığına da tanık olabiliriz. Ancak bilimkurguların, hele ki boyutları bu kadar genişken, En İyi Film ödülünü kucaklamakta ne kadar sıkıntı çektiği aşikar. O yüzden serinin hayranları en azından büyük ödülle alakalı olarak büyük beklentilere girmezse daha az üzülürler diye düşünüyorum.

İlk filmde ailesinin ve hanedanlığının yok oluşunu izleyen Paul Atreides, filmi mühim bir ittifak kurarak tamamlamıştı. İkinci filmde artık intikam savaşı sırasında dökülen kanı, canımız Oscar Isaac’i bizden hunharca alanların hesap vermesini izleyeceğiz. Bu da ne demek oluyor? Kitapları okumamış olan biz fâniler, nihayet aksiyonun tadına bakıp Dune’un cetvelle çizilmiş ritimsizliğinden kurtulacağız ve ilgi gösterebileceğiz grisine kahverengi çalınmış evrene. Akademi’nin de bir anda Dune’a geçit vermekten vazgeçeceğini sanmıyorum. Hatta belki bu sefer Villeneuve de En İyi Yönetmen adaylığı alır. Yalnız herhangi bir oyuncusuna adaylık gelmesi ihtimali yine epey düşük gözüküyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik, makyaj & saç tasarımı, ses, görsel efekt

the holdovers oscar boy

THE HOLDOVERS (Focus)
Yönetmen: Alexander Payne | Senaryo: David Hemingson
Oyuncular: Paul Giamatti, Dominic Sessa, Da’Vine Joy Randolph, Carrie Preston

Her yıl En İyi Film kategorisine mutlaka bir film sokan Focus, TÁR, Licorice Pizza ve Promising Young Woman’dan sonra bu sene de bütün ilgiyi The Holdovers’a ayıracağını duyurdu. Sideways’ten beri ilk kez bir araya gelen Alexander Payne ve Paul Giamatti, pek geleneksel bir hikâye anlatacakmış gibi duran bu neredeyse Noel filmi sayılabilecek yeni projeleriyle şansını deneyecek sezonda. Giamatti, Deerfield adında bir okulun sevilmeyen öğretmenini, Dominic Sessa isimli genç oyuncu ise Noel tatilinde eve gidemeyen ve okulda kalan, Giamatti’nin canlandırdığı öğretmenin sorumluluğuna bırakılan sorunlu bir öğrenciyi canlandıracakmış. Bu tatil sırasında okulun aşçısı Mary (Randolph) ve öğrenci işleri çalışanı Lydia (Preston) ile birlikte kurdukları bağı konu alıyormuş The Holdovers.

Doksanlı yıllardan fırlamış senaryosuyla kulağa epey bayağı gibi gelse de belli ki Alexander Payne gibi usta bir elin dokunuşuyla ilgi görebilecek The Holdovers. Stüdyo şimdiden güz festivallerine uğrayacaklarının müjdesini vermiş. Bağıra çağıra gelecekleri sezondan bilhassa Dolemite Is My Name ve ömrü kısa süren High Fidelity dizisiyle gönüllerde taht kurmuş Da’Vine Joy Randolph’a adaylık, hatta Oscar çıkarsa mutluluktan ölürüz hep birlikte. Haricinde karakter oyuncusu Giamatti’nin de hak ettiği değeri göreceğini düşünmek bile yetiyor. Downsizing’le büyük hayal kırıklığına uğratan Alexander Payne Bey’in kendisini affetirmesine hazırız!

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Paul Giamatti), yardımcı kadın oyuncu (Da'Vine Joy Randolph ya da Carrie Preston), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, özgün müzik

THE KILLER (Netflix)
Yönetmen: David Fincher | Senaryo: Andrew Kevin Walker (uyarlama), Alexis Nolent (grafik roman)
Oyuncular: Michael Fassbender, Charles Parnell, Arliss Howard, Sophie Charlotte, Tilda Swinton

Elinin en zayıf olduğu yılda All Quiet on the Western Front’la beklenmedik bir atak yapan Netflix, Apple’dan sonra En İyi Film ödülünü alan ilk streaming servisi olmayı her şeyden çok istiyor. David Fincher’ın Mank ertesi bildiği sulara döndüğü yeni projesi de bunu gerçekleştirebilmek adına iyi bir fırsat. Aynı adlı Fransız grafik romanından uyarladığı The Killer, işlediği cinayetlerden dolayı vicdan azabı çekmeye başlayan soğukkanlı bir suikastçının duygusal ve mental olarak dibe çöküşünü konu alacak. Steve Jobs’la alması gereken Oscar’ı Leonardo DiCaprio tarafından çalınmış Michael Fassbender’ın başrolünde yer aldığı yapımın yıl sonuna doğru Netflix kitaplığına eklenmesi bekleniyor.

Fincher’ın kamera arkasında adını duymaya alıştığımız ekibiyle çalıştığı The Killer, son yıllarda hep sürüden ayrılan filmleri ödüllendirmeye özen gösteren Akademi’nin üzerine koşarak atlayacağı bir iş değil ne yazık ki. Ancak rüştünü Se7en, Zodiac ve hatta Mindhunter ile ispat etmiş büyük ustanın köklerine dönüşü olarak görülebileceği için umutluyum. Tabii şunu da unutmamak gerek, Akademi Fincher’ı hiçbir zaman gerilim filmleriyle baştacı etmedi. Senaryoyu Sleepy Hollow’dan beri fecaat üstüne fecaat yazmış Andrew Kevin Walker’a teslim etmesi de bir pürüz yaratmaz umarım. Bu arada belki görenleriniz olmuştur, Fincher’ın yakın arkadaşı Steven Soderbergh yıl boyunca tuttuğu ajandasını paylaştığında, The Killer’ı aynı hafta içerisinde 4 defa izlemesi gündem olmuştu.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Michael Fassbender), yardımcı kadın oyuncu (Tilda Swinton), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, özgün müzik, ses

KILLERS OF THE FLOWER MOON (Apple & Paramount)
Yönetmen: Martin Scorsese | Senaryo: Eric Roth, Martin Scorsese (uyarlama), David Grann (kitap)
Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Robert De Niro, Jesse Plemons, Lily Gladstone, Tantoo Cardinal, Brendan Fraser, John Lithgow

Hadi itiraf edelim, bütün imkânsızlıklara rağmen yaşamaya devam ediyorsak, bunun bir sebebi de Martin Scorsese’nin western – suç türündeki yeni filmini izleyecek olmamız. Netflix’te The Irishman’i yaptıktan sonra yine benzer kreatif özgürlüklere sahip olmak üzere bu defa da Apple çatısı altında film çeken büyük usta, 2022’ye yetişemeyen muhtemel başyapıtıyla yine bizleri büyülemeye geliyor. Kadim oyuncusu Leonardo DiCaprio’nun söylediklerine bakılırsa bugüne kadar oynadığı en iyi ve hatta kült olmaya aday bir Scorsese filmiymiş. Meraktan çatlamaktayız ve 80. yaşını deviren Scorsese’nin ikinci kez büyük bir Oscar başarısı elde etme ihtimaline de bel bağlamış durumdayız.

1920’li yıllarda Oklahoma’da bulunan yerli bir kabilenin topraklarında petrol bulunması, bunun ardından gelen gizemli cinayetler ve FBI tarafından yürütülen soruşturmayı konu alan David Grann kitabından uyarlamış Scorsese’miz yeni filmini. Forrest Gump’tan The Curious Case of Benjamin Button’a, A Star Is Born’dan Munich’e, sayısız Oscar filmini kaleme alan Eric Roth’la birlikte oturmuş hatta senaryonun başına. Lily Gladstone’un hangi kategoride yarışacağına dair spekülasyonların erkenden başladığı filmde henüz Oscarlanan Brendan Fraser’ı da izleyeceğiz. Leonardo DiCaprio’nun kariyer performansı verdiği, Robert De Niro’nun unutulmayacak kilit bir sahnesi bulunduğu da iddialar arasında, not düşeyim.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Leonardo DiCaprio), kadın oyuncu (Lily Gladstone), yardımcı erkek oyuncu (Robert De Niro, Jesse Plemons ya da Brendan Fraser), yardımcı kadın oyuncu (Tantoo Cardinal), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik, makyaj & saç tasarımı, ses

OPPENHEIMER (Universal)
Yönetmen: Christopher Nolan | Senaryo: Christopher Nolan (uyarlama), Martin J. Sherwin, Kai Bird (biyografi)
Oyuncular: Cillian Murphy, Emily Blunt, Matt Damon, Robert Downey Jr., Florence Pugh, Rami Malek, Benny Safdie, Michael Angarano, Josh Hartnett, Kenneth Branagh, Dane DeHaan, Dylan Arnold, David Krumholtz, Alden Ehrenreich, Matthew Modine, Jack Quaid, David Dastmalchian, Jason Clarke, Josh Peck, Devon Bostick, Alex Wolff, Tony Goldwyn

Hollywood’ta çalışan bütün beyaz oyuncuları buluşturmaya ant içmiş gibi, favori aktörü Cillian Murphy’nin başını çektiği bir kadroyla yaz aylarına damgasını vurmaya hazırlanıyor Christopher Nolan. Tenet rezaletinden sonra adını temizlemeye çalışacağı yeni projesi atom bombasının yapılmasına büyük katkılarda bulunan J. Robert Oppenheimer’ın biyografisi. Memento’dan bu yana her filminde birlikte çalıştığı Warner Bros’tan pandemi sırasında HBO ile yaptıkları anlaşma sebebiyle ayrılan Nolan’ı yeni bir stüdyonun kanatları altında izleyeceğiz yıllar sonra. Seyircisini gittiği her yere götürebilen büyük bir isim olduğu için bir sıkıntı yaşayacağını düşünmesem de bu yeni ortaklığın meyvesini izlemek ilginç olacak.

Bir Nolan filminin oyunculuk adaylığı çıkardığını görmek pek mümkün olmuyor biliyorsunuz ki. Çok ünlü oyuncularına bile 10 dakikadan fazla sahne yazmadığı ya da yazsa bile aksiyon sahnelerinde yorduğu için Oppenheimer’ın Cillian Murphy haricinde kadrodan herhangi birine Oscar adaylığı anlamında yardımcı olabileceği şaibeli. Ancak pratik efektlerinden vazgeçmeyen Nolan için teknik kategoriler ve tabii ki En İyi Yönetmen dalı yolları açık. Mesele iki dev gişe işi, Dune 2 ve Barbie’ye karşı nasıl bir performans göstereceği. Akademi’nin büyük bütçeli gişe canavarları kontenjanı çok da fazla değil çünkü. Bir taraftan içerisinden Nolan’ın imzasını attığı klasik bir biyografi çıkma ihtimali de mevcut. Sanki Dunkirk sularına daha yakın bir yerde yüzüyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Cillian Murphy), yardımcı kadın oyuncu (Emily Blunt), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik, makyaj & saç tasarımı, ses, görsel efekt

PAST LIVES (A24)
Yönetmen & Senaryo: Celine Song
Oyuncular: Greta Lee, Teo Yoo, Ji Hye Yoon, Choi Won-young, Min Young Ahn, John Magaro, Jonica T. Gibbs, Seung Ah Moon, Seung Min Yim

A24, müthiş bir ödül sezonu geçirdi. En büyük sekiz kategoriden yedisinde Everything Everywhere All at Once ve The Whale sayesinde galip gelerek tarih yazdı. Şimdi bu başarıdan hareketle, Sundance’i övgülere boğularak tamamlayan Past Lives’la aynı şeyi tekrar etmeye çalışacak. Parasite, Minari ve EEAAO’nun yürüdüğü patikadan gitmeye hazırlanan Past Lives’ta Asyalı karakterlerin bulunduğu bir hikâye izleyeceğiz yine. İki çocukluk arkadaşından birinin ailesi Güney Kore’den ABD’ye göçünce ayrı büyürler ve yirmi yıl sonra New York’ta tekrardan bir araya gelip hem geçmişi yad ederler, hem de yarıda kalan hikâyelerinin devamını yazmaya çalışırlar.

İzleyenler bir hayli büyülenmiş Past Lives’tan. Brooklyn benzetmeleri, filmdeki aşk üçgenine bolca gözyaşı dökeni, öyküyle ilişki kurmanın kolaylığını övenler… A24 da durumun farkında olduğu için Avrupalı eleştirmenlerin desteğini almak üzere Berlin’e de gönderdi hatta filmi. Şimdi yaz başında seyirciyle buluşup bu övgülerle dolu seriyi devam ettirmeye çalışacaklar. Sonu eleştirmen favorisi The Florida Project ve The Farewell gibi de olabilir elbette. Ancak oyunu nasıl oynaması gerektiğini öğrenen A24’un en azından başrolü Greta Lee’ye ve yönetmen/senaristi Celine Song’a adaylık getirmesi bekleniyor. Everything Everywhere All at Once, Parasite’ın kaderini yaşamasa, Minari olsa da yeter.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Teo Yoo), kadın oyuncu (Greta Lee), yardımcı erkek oyuncu (John Magaro), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi

POOR THINGS (Searchlight)
Yönetmen: Yorgos Lanthimos | Senaryo: Tony McNamara (uyarlama), Alasdair Gray (roman)
Oyuncular: Emma Stone, Willem Dafoe, Mark Ruffalo, Ramy Youssef, Jerrod Carmichael, Christopher Abbott, Margaret Qualley, Kathryn Hunter

Yorgos Lanthimos, gariplikler evrenine bir Alasdair Gray uyarlamasıyla, Frankenstein’dan epey esinlenmiş bir materyalle geri dönüyor. Emma Stone’un tacizci kocasından kurtulmak için intihar eden bir kadını, Willem Dafoe’nun ise boğularak ölmüş bu kadının bedenini bulup doğmamış bir çocuğun beynini naklederek onu hayata döndüren doktoru oynadığı film Akademi tarafından ne kadar kucaklanabilir bilemesem de The Favourite referansı sebebiyle izleyecekleri neredeyse kesin. La La Land ile Oscar’ı kaptıktan sonra Zombieland ve Cruella gibi cebini dolduracak işlerde oynayarak köşesine çekilen Emma Stone’un da sahalara geri dönüş filmi diyebiliriz sanırım.

The Killing of a Sacred Deer, The Lobster ve Dogtooth’u The Favourite’a tercih eden biz Lanthimos fanları için bayram günü gibi bir şey yaşanacak elbette. Ancak filmin grafik ögeler barındırması sebebiyle aldığı yaş sınırı tereddüt etmeme sebep oluyor. The Banshees of Inisherin’deki Brendan Gleeson sahnelerini izleyemeyen ve korkan minnoş üyeler bunu kaldırabilir mi hep birlikte göreceğiz. Yakın bir tarihte böylesine cinsel içeriği bol, vahşet soslu bir filmin aday olduğunu görmedik ne de olsa. Ancak Akademi son yıllarda bütün istatistikleri bozduğu, profili giderek değiştiği için Poor Things’e de masada bir yer çıkabilir.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Emma Stone), yardımcı erkek oyuncu (Willem Dafoe ya da Mark Ruffalo), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, makyaj & saç tasarımı, görsel efekt

SALTBURN (Amazon & MGM)
Yönetmen & Senaryo: Emerald Fennell
Oyuncular: Barry Keoghan, Jacob Elordi, Rosamund Pike, Archie Madekwe, Richard E. Grant, Millie Kent, Paul Rhys, Carey Mulligan

Bu yılın sürprizlerinden biri olacak bence Saltburn. Promising Young Woman’la elde ettiği başarı ertesi, Emerald Fennell kendi The Talented Mr. Ripley’sini yazmış. Üniversitedeki zengin arkadaşını (Jacob Elordi) bir takıntı hâline getiren genci (Barry Keoghan) izleyecekmişiz. İlk test gösterimlerinden şahane yorumlar geldi. Barry Keoghan’ın ikinci Oscar adaylığı şimdiden konuşulmaya başladı, ki The Banshees of Inisherin tanıtım turlarında bile anılıyordu film. Zaten Fennell, başrolü için bir showcase yazmış deniyor yine. Belki de karanlık ve büyük işlerin ağırlıkta olduğu bir senede Fennell sürüden ayrılarak zirveye bile çıkar.

Margot Robbie’nin yapım şirketinin desteğiyle seyirci karşısına çıkacak Saltburn’ün dediğim gibi bu büyük yönetmenlerle dolu senede taze bir nefes gibi hissettireceği kesin. Kadın yönetmen eksikliği yaşadığımız 2022 sonrası, Emerald Fennell da Greta Gerwig ve Celine Song’la sezonun prestijli yarışçılarından biri olarak mücadele verecek. Tabii şunu da merak ediyorum, Euphoria ile ismini duyuran Jacob Elordi, tıpkı The Talented Mr. Ripley’deki Jude Law gibi bir Oscar adaylığı alabilir mi acaba? HBO’nun gençlik dizisinin etrafındaki fırtına genelde yaş ortalaması düşük izleyici tarafından yaratıldığı için, Elordi’nin yetişkinler kulübünde nasıl bir sınav vereceğini izlemek keyifli olacak.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Barry Keoghan), yardımcı erkek oyuncu (Jacob Elordi ya da Richard E. Grant), yardımcı kadın oyuncu (Rosamund Pike), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi

OLASI ADAY ADAYLARI

Sırada yükselişe geçme ihtimali barındıran ya da istediği kadar adaylık alamasa da kilit dalların birkaçına sızabilecek filmler var.

air

AIR (Amazon)
Yönetmen: Ben Affleck | Senaryo: Alex Convery
Oyuncular: Matt Damon, Ben Affleck, Jason Bateman, Marlon Wayans, Chris Messina, Chris Tucker, Viola Davis, Matthew Maher

Air Jordan ayakkabıların piyasaya çıkış öyküsünü anlatan Air, ben bu yazıyı yazarken ilk gösterimlerini yapmış ve eleştirmenlerden geçer not almıştı. Sezonun ilk aylarından sene sonundaki yarışa kalacak kadar bir momentum yaratabilir mi sorusunun cevabı belirsiz olsa da Top Gun: Maverick misali uzun bir başarı hikâyesine tanıklık ediyor olabiliriz. Çünkü genel olarak Ben Affleck’in bugüne kadarki en iyi filmlerinden biri, Matt Damon uzun zamandır hiç bu kadar iyi olmamıştı, Chris Messina ile Viola Davis’e Oscar adaylığı istiyoruz tadında yorumlar almakta. Evet, doksanlara ait bir işmiş gibi duruyor. Evet, ABD haricinde büyük bir etki yaratmayacağı kesin. Ama bu benzerlerinin Oscar adaylığı almasına engel oldu mu? Hayır.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Matt Damon), yardımcı erkek oyuncu (Chris Messina), yardımcı kadın oyuncu (Viola Davis), özgün senaryo, kurgu

THE BIKERIDERS (-)
Yönetmen: Jeff Nichols | Senaryo: Jeff Nichols (uyarlama), Danny Lyon (fotoroman)
Oyuncular: Tom Hardy, Austin Butler, Jodie Comer, Michael Shannon, Boyd Holbrook, Damon Herriman, Toby Wallace, Emory Cohen, Beau Knapp, Karl Glusman, Happy Anderson, Norman Reedus, Mike Faist

Projeye dahil olan herkesin hakkında harika yorumlarda bulunduğu The Bikeriders, 2024’e ertelenebilir belki ama bu yıl içerisinde vizyona girerse eğer üç başrolünün de yüzünü güldürebilir gibi duruyor. Altmışlı yıllarda hayali bir motosiklet kulübünün yükselişini, sonrasında kulübün azılı bir çeteye dönüşmesiyle eski ve yeni üyeler arasındaki gerilimi konu alan yapım, 2016’dan bu yana ortalıklarda gözükmeyen Jeff Nichols’ın yeni filmi olma özelliğini taşımakta. İlk dedikodulara bakılırsa Austin Butler, The Place Beyond the Pines’taki Ryan Gosling’i hatırlatıyormuş. Jodie Comer ve yardımcı rollerden birinde yer alan Toby Wallace’ın da müthiş performanslar çıkardığı söyleniyor. Ertelenme ihtimaliyle birlikte en büyük handikapı tabii ki de henüz bir dağıtımcısı bulunmaması.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Tom Hardy ya da Austin Butler), kadın oyuncu (Jodie Comer), yardımcı erkek oyuncu (Toby Wallace ya da Michael Shannon), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses

LA CHIMERA (Neon)
Yönetmen: Alice Rohrwacher | Senaryo: Carmela Covino, Marco Pettenello, Alice Rohrwacher
Oyuncular: Isabella Rossellini, Josh O’Connor, Carol Duarte, Alba Rohrwacher, Vincenzo Nemolato, Chiara Pazzaglia, Luca Chikovani

Cannes öncesi Altın Palmiye olasılığı yüksek filmler almasıyla meşhur, Triangle of Sadness ve Parasite’ı zirveye taşımış Neon büyük bir sürpriz yaparak Alice Rohrwacher’ın filmini kimselere görmeden satın aldı. Arkeologlar ve kara borsada satılan tarihi eserlerle Akademi ne kadar ilgilenir pek emin olamıyorum. Fakat son yıllarda oluşan yabancı kontenjanına çok yakışacak bir yönetmen Rohrwacher. Daha geçtiğimiz yıl Le Pupille ile En İyi Kısa Film kategorisinde yarışan yönetmenin Happy as Lazzaro ve The Wonders’ını düşününce AMPAS’ın zevklerine pek uygun görmesek de Neon ortaklığı heyecanlandırıyor. Üstelik kadrosunda hakkı asla teslim edilmemiş efsanevi aktris Isabella Rossellini ve internetin sevgililerinden Josh O’Connor var.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Josh O'Connor), kadın oyuncu (Isabella Rossellini), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, uluslararası film

DUMB MONEY (Sony)
Yönetmen: Craig Gillespie | Senaryo: Lauren Schuker Blum, Rebecca Angelo (uyarlama), Ben Mezrich (kitap)
Oyuncular: Paul Dano, Sebastian Stan, Seth Rogen, Pete Davidson, Shailene Woodley, America Ferrera, Anthony Ramos, Vincent D’Onofrio, Dane DeHaan, Nick Offerman, Myha’la Herrold, Rushi Kota, Talia Ryder

2021’in ilk aylarında GameStop’ın hisse senetlerinin bir anda değere binmesi ve Reddit kullanıcılarının Wall Street’e açtığı savaşla finans piyasasını bir anda alt üst etmesini konu alan Dumb Money, bu kadar kısa bir sürede nasıl senaryolaştı, üstüne filme dönüştü bilmiyorum; ama görünüşe bakılırsa I, Tonya ve Cruella ile Oscar’ın yakınından geçen Craig Gillespie sihrini konuşturmuş. Karakter oyuncularıyla dolu kadrosu, The Big Short’u andırma ihtimali ve Sony’nin filmi Ekim ayında gösterime sokacak olmasıyla dikkatleri çeken proje yılın sürprizi olabilirmiş gibi geliyor. Tek dileğim Paul Dano’nun yüzünün gülmesi ve ilk Oscar adaylığını alıp kulübe dahil edilmesi. The Fabelmans’tan sonra bir kez daha dışarıda kalmasına kalbim dayanmayacak.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Paul Dano), uyarlama senaryo, kurgu

ferrari oscar boy

FERRARI (STX)
Yönetmen: Michael Mann | Senaryo: Michael Mann, Troy Kennedy Martin (uyarlama), Brock Yates (biyografi)
Oyuncular: Adam Driver, Penélope Cruz, Shailene Woodley, Gabriel Leone, Sarah Gadon, Jack O’Connell, Patrick Dempsey, Giuseppe Bonifati

2015’te çektiği Blackhat’ten bu yana uzun metrajlı bir film için kamera arkasına geçmeyen Michael Mann, Adam Driver’ın başrolünde yer aldığı bir Enzo Ferrari biyografisiyle geri dönüyor. 20 yıldır gündemde olan film, nihayet gün yüzü görecek. Daha evvel Hugh Jackman’ın canlandıracağı söylenen rolde yükselen yıldız Driver ilgi görecek ve bir yerlere aday edilecektir mutlaka. Ancak dağıtımcılığı üstlenen STX, Hustlers’tan All the Money in the World’e, o kadar çok filmin kampanyasında çuvalladı ki, Ferrari de benzer bir ilgisizliğe maruz kalır mı diye çekiniyorum. Bir de Mann’in Collateral’dan bu yana asla eski formuna dönemediğini unutmamak gerek. Gerçi geçtiğimiz yıl HBO’da izlediğimiz Tokyo Vice isimli dizi hiç fena değildi.

İhtimaller: Film, erkek oyuncu (Adam Driver), yardımcı kadın oyuncu (Penélope Cruz), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses, görsel efekt

FOE (Amazon)
Yönetmen: Garth Davis | Senaryo: Garth Davis (uyarlama), Iain Reid (uyarlama & roman)
Oyuncular: Paul Mescal, Saoirse Ronan, Aaron Pierre

Harvey Weinstein’in Oscar’a attığı en büyük kazıklardan Lion’ın yönetmeni Garth Davis, konsept bilimkurgu Foe ile yarışa geri dönmeye çalışacak. İrlanda’nın gururları Paul Mescal ve Saoirse Ronan’ı buluşturan Davis, büyük setlere sırtını dayamayan filminde hayatları bir yabancının beklenmedik ziyaretiyle değişen bir çifti anlatacakmış. Adamın uzay istasyonuna gönderilmesi ve kadının da eşinin biomekanik klonuyla yalnız kalmasını konu alan, iklim krizini dert edinmiş Iain Reid romanı uyarlaması epey de ses getireceğe benziyor. Kulislerde hakkında pek bir yorum yok; fakat Oscar takipçilerinin izlemek için can attığı yapımlar arasında zirveyi zorlayanlardan biri Foe. Eğer ki beklentileri karşılarsa izlemeyi özlediğimiz Saoirse Ronan’a uğurlu gelebilir.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Paul Mescal), kadın oyuncu (Saoirse Ronan), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, ses, görsel efekt

THE IRON CLAW (A24)
Yönetmen & Senaryo : Sean Durkin
Oyuncular: Zac Efron, Lily James, Harris Dickinson, Maura Tierney, Holt McCallany, Jeremy Allen White, Stanley Simons, Maxwell Jacob Friedman

Martha Marcy May Marlene ve The Nest gibi başarılı yapımlar çekse de Akademi’nin radarına pek de giremeyen Sean Durkin, bu defa altmışlı yıllarda güreş alanında başarılara imza atmış bir aileyi Foxcatcher-vari bir portrenin içerisinde perdeye taşıyacakmış. A24 projesi olduğu için gözüm üzerinde ama düşük profilli işlerden biri gibi de duruyor diğer taraftan. Senaryoyu okuyanlar Zac Efron ve yardımcı rollerden birinde yer alan, Mindhunter’dan tanıdığımız Holt McCallany’nin şansı olduğunu söylemiş. Fakat filmin seyirciyle nasıl bir iletişim kuracağı da mühim. Durkin hiçbir zaman insan canlısı filmler yapmadı, malum. Yine de Efron, Dickinson ve White’ı güreşirken izlemek bize yetecektir diye düşünüyorum, içinden ne çıkarsa çıksın.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Zac Efron), yardımcı erkek oyuncu (Holt McCallany), yardımcı kadın oyuncu (Maura Tierney), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses

LEE (-)
Yönetmen: Ellen Kuras | Senaryo: Lem Dobbs, Marion Hume, John Collee, Liz Hannah (uyarlama), Anthony Penrose (biyografi)
Oyuncular: Kate Winslet, Andy Samberg, Marion Cotillard, Alexander Skarsgård, Andrea Riseborough, Josh O’Connor, Noémie Merlant, Arinzé Kene

Kusana kadar biyografi izleyeceğimiz 2023’te bir biyografi de Kate Winslet’ten geliyor. Modellikten savaş fotoğrafçılığına transfer olan Lee Miller’ın hayat öyküsünde yıldızlarla dolu bir kadronun başını çekecek özlediğimiz aktris. 2000’li yılları Oscar başarılarıyla geçirip, The Reader’la ödülü aldıktan sonra adeta televizyona transfer olan İngiliz Gülü, aynı zamanda filmin yapımcıları arasında da yer almakta. Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Be Kind Rewind, Away We Go gibi sıradışı projelerde görüntü yönetmenliği yapan Ellen Kuras’ın Oscar adaylığı aldığı belgeselinden 15 yıl sonra kurmaca bir film için yönetmenlik koltuğuna oturmasını da izlemiş olacağız ayrıca. Kamera arkasında Alexandre Desplat, Mikkel E.G. Nielsen ve Michael O’Connor ile çalışılması da epey ödül kokuyor.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Kate Winslet), yardımcı erkek oyuncu (Alexander Skarsgård), yardımcı kadın oyuncu (Marion Cotillard ya da Andrea Riseborough), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, özgün müzik

MAESTRO (Netflix)
Yönetmen: Bradley Cooper | Senaryo: Bradley Cooper, Josh Singer
Oyuncular: Bradley Cooper, Carey Mulligan, Jeremy Strong, Matt Bomer, Maya Hawke, Sarah Silverman, Michael Urie, Gideon Glick

Dokuz defa Oscar’a aday olan ve hiçbirini kazanamayan Bradley Cooper, A Star Is Born’dan beş sene sonra kamera arkasına geri dönüyor. Hem de buram buram Oscar kokan bir rolle. West Side Story müzikalinin bestecisi Leonard Bernstein’in, bir Broadway efsanesinin hayat hikâyesini konu alacak Maestro. Yalnız tüm kariyeri yerine Carey Mulligan’ın canlandırdığı eşi Felicia Montealegre ile olan evliliklerine yoğunlaşacakmış yapım. Lady Gaga’yla eşleşmesinden En İyi Yönetmen adaylığı sağamayan Cooper, artık altın heykelciği alsın istendiği için bilhassa erkek oyuncu yarışında önemli bir figüre dönüşebilirmiş gibi geliyor. Hele ki altına gömüldüğü ağır makyajı düşününce…. Tabii şunu not düşeyim, ilk gösterimlerden gelen yorumlar çok da parlak değil. Filmin dümdüz bir biyografi olduğu konuşulmakta.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Bradley Cooper), yardımcı kadın oyuncu (Carey Mulligan), yardımcı erkek oyuncu (Jeremy Strong), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı

MARLEY (Paramount)
Yönetmen: Reinaldo Marcus Green | Senaryo: Zach Baylin, Frank E. Flowers, Terence Winter
Oyuncular: Kingsley Ben-Adir, Lashana Lynch, Michael Gandolfini, Nadine Marshall, James Norton, Anthony Welsh

2024’ün başında gösterime girecek gibi gözükse de geçtiğimiz yıl hiçbirimizin izlemediği Whitney Houston biyografisi de benzer bir metot izlemişti. Muhtemelen yıl sonunda birkaç yere uğrayıp sonra geniş gösterim yapacak. Will Smith’e Oscar kazandıran King Richard’ın yönetmeni Reinaldo Marcus Green ve senaristi Zach Baylin’in yeni ortaklığı adından da tahmin edilebileceği üzere bir Bob Marley biyografisi. Marley’i Kingsley Ben-Adir’in, büyük aşkı Rita’yı ise Lashana Lynch’in canlandırdığı yapım belki Williams Kardeşler etkisi yaratmaz sezonda; fakat başrolüne adaylık getirme ihtimalini sezon boyunca konuşuruz diye düşünüyorum eğer yetişirse. Sadece King Richard’a güvenerek tahmin yapmanın pek de akıl kârı olmadığının farkındayım, merak etmeyin.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Kingsley Ben-Adir), yardımcı kadın oyuncu (Lashana Lynch), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses

MAY DECEMBER (-)
Yönetmen: Todd Haynes | Senaryo: Samy Burch
Oyuncular: Natalie Portman, Julianne Moore, Charles Melton, Piper Curda, Elizabeth Yu, Gabriel Chung

Şahsi olarak önümüzdeki yılın en çok merak ettiğim filmi May December. Akademi’den bir türlü hak ettiği değeri göremeyen Todd Haynes’in yeni filmi, 2023’e yetişmeme ihtimalini barındırmakta. Ancak eğer ki yetişirse yıllar evvel bütün ülkeyi etkisine alan evliliğiyle nam salmış Gracie Atherton-Yoo (Moore) ile onu bir filmde canlandırmaya hazırlanan Elizabeth Berry’nin (Portman) arasındaki tansiyon Akademi’nin radarına girer diye düşünüyorum. Sevdiğimiz bir yönetmen, bayıldığımız iki aktris ve TÁR misali içinden gizli hazine çıkabilecek bir konu. Haynes’e rağmen bir dağıtımcısı bulunmaması kulağa garip gelse de bu sorun yakın zamanda çözülür herhalde. Moore’un aldığı Oscar sonrası yeni bir adaylıkla bizi kutsamasına ihtiyacım var!

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Natalie Portman), yardımcı kadın oyuncu (Julianne Moore), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi

MISSION: IMPOSSIBLE – DEAD RECKONING PART I (Paramount)
Yönetmen: Christopher McQuarrie | Senaryo: Christopher McQuarrie (uyarlama), Bruce Geller (dizi)
Oyuncular: Tom Cruise, Ving Rhames, Simon Pegg, Rebecca Ferguson, Vanessa Kirby, Hayley Atwell, Shea Whigham, Esai Morales, Henry Czerny, Frederick Schmidt

Tom Cruise ve Paramount’un pandemi sonrası el ele tutuşup Top Gun: Maverick ile sinema salonlarını kurtarması 6 dalda Oscar adaylığı olarak geri döndü biliyorsunuz ki. Şimdi Mission: Impossible serisinin yedinci (ve hatta 2024’te sekizincisinin geleceği de netleşti) filmiyle benzer bir başarıyı tekrarlar mı sorusu gündemde. Bugüne kadar Oscar’dan yana yüzü hiç gülmemiş franchise’ın önceki filmlerinde ne olduğunu hatırlayan tek bir kişi ile olmasa da Cruise dönüştüğü aksiyon yıldızı paketini satmayı iyi bilen, son Hollywood starlarından biri. Dead Reckoning üzerinden de o kadar uzunca bir süredir beklenti yaratmakla meşguller ki, yazın gişede yeni bir rekor kırılırsa tarihin tekerrür ettiğine şahitlik edebiliriz.

İhtimaller: Film, uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, ses, görsel efekt

NAPOLEON (Apple)
Yönetmen: Ridley Scott | Senaryo: David Scarpa
Oyuncular: Joaquin Phoenix, Vanessa Kirby, Tahar Rahim, Ben Miles, Ludivine Sagnier, Matthew Needham, Youssef Kerkour, Phil Cornwell, Edouard Philipponnat

Ben Ridley Scott’a güvenmeyi bırakalı epey oluyor. The Counselor’dan The Last Duel’a, Robin Hood’tan House of Gucci’ye birbirinden vasat işlerle doldurduğu filmografisinin yeni üyesi Napoleon’dan da beklentim neredeyse sıfır açıkçası. Hele ki Scorsese’nin filmi varken Apple’ın Steve McQueen’in yeni projesi Blitz’i 2024’e erteleyip, Napoleon’u hızlıca vizyona sokacak olduğunu düşününce ne kadar gözden çıkarılabilir bir iş olduğu daha da iyi anlaşılıyor. Üç aylık bir süre içerisinde hızlıca çektiği yeni epiği, Gladiator 2 öncesi bir ısınma turu gibi düşünülse yeterli. Napoleon ile eşi Joséphine’in şiddetli ilişkisine odaklanacak yapım hayranlarını bulacak olsa da Oscar’dan yana teknik kategoriler haricinde adı pek duyulmaz gibi geliyor.

İhtimaller: Film, erkek oyuncu (Joaquin Phoenix), kadın oyuncu (Vanessa Kirby), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı, ses, görsel efekt

RUSTIN (Netflix)
Yönetmen: George C. Wolfe | Senaryo: Julian Breece, Dustin Lance Black
Oyuncular: Colman Domingo, Chris Rock, Glynn Turman, Audra McDonald, Aml Ameen, CCH Pounder, Michael Potts, Bill Irwin, Da’Vine Joy Randolph

2022’den 2023’e sarkan bir film daha… Sivil ve bilhassa LGBTİ+ hakları için üstün mücadele vermiş, ırk ayrımcılığına karşı düzenlenen 1941 Washington Hareketi’nde önemli bir rol oynamış siyah lider Bayard Rustin’in anlatıldığı bir biyografi geliyor. Milk ile Oscar alan senarist Dustin Lane Black’in elinden, Ma Rainey’s Black Bottom’ın yönetmeni George C. Wolfe’ın liderliğinde, Colman Domingo’nun muhtemel ilk Oscar adaylığına ve belki de ödüle kavuşacağı yapım Netflix damgasıyla çıkacak karşımıza. Ama her şeyden önemlisi arkasında bir süredir sinema sektöründe varlık gösteren Barack ve Michelle Obama çiftinin kurduğu Higher Ground isimli yapım şirketinin yer alması.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Colman Domingo), yardımcı erkek oyuncu (Glynn Turman), yardımcı kadın oyuncu (Audra McDonald), özgün senaryo, kurgu, görüntü yönetimi, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı

SHIRLEY (Netflix)
Yönetmen & Senaryo: John Ridley
Oyuncular: Regina King, W. Earl Brown, Lance Reddick, Terence Howard, Brian Stokes Mitchell, Christina Jackson, Lucas Hedges, André Holland, Amirah Vann

Hem film yetişmedi, hem de Regina King oğlunu yeni kaybettiği için ötelenen Shirley sanıyorum ki bu sene görücüye çıkar artık. Amerika tarihinde kongreye girmiş ilk siyah kadın Shirley Chisholm’ın hayatını 12 Years a Slave’i yazmış John Ridley yönetiyor. Daha evvel American Crime’da birlikte çalışan ikilinin eğer ki yeni bir erteleme daha yaşanmazsa kolay yoldan birkaç Oscar adaylığı alacağına neredeyse emin gibiyim. If Beale Street Could Talk’la aldığı ödül sonrası King’i de kucaklayacaktır Akademi. Hele ki Viola Davis ile Danielle Deadwyler’ın dışarıda kaldığı bir yılın ardından siyah adaylara daha da açlar bence. Film felaket sıkıcı bir biyografi çıkmadığı müddetçe bence önü açık.

İhtimaller: Film, yönetmen, kadın oyuncu (Regina King), özgün senaryo, kurgu, prodüksiyon tasarımı, kostüm tasarımı, makyaj & saç tasarımı

STRANGERS (Searchlight)
Yönetmen: Andrew Haigh | Senaryo: Andrew Haigh (uyarlama), Taichi Yamada (roman)
Oyuncular: Andrew Scott, Paul Mescal, Claire Foy, Jamie Bell

2017 tarihli Lean on Pete’den beri yeni bir film çekmeyen Andrew Haigh, bir uyarlamayla geri dönüyor. Çocukluk evinde çoktan ölmüş ailesini 30 yıl önceki hâllerinde bulan ve komşusuyla aşk yaşayan bir yazarın anlatıldığı yapımın Venedik ya da Cannes’a uğraması beklenmekte. Searchlight gibi önemli bir dağıtımcı çoktan filmin haklarını aldığı için umutluyum tabii ki. Paul Mescal da rol arkadaşı Andrew Scott’ın unutulmaz bir performans çıkardığından bahsetmiş. Fleabag’le sevdalandığımız Andrew Bey, ilk adaylığını alır mı dersiniz? Yine de klasik bir hayalet filmi çıkması olası olduğundan temkinli davranmakta yarar var. Akademi’nin korku ögeleri içeren yapımlara olan mesafesi malum.

İhtimaller: Film, yönetmen, erkek oyuncu (Andrew Scott), yardımcı erkek oyuncu (Paul Mescal ya da Jamie Bell), yardımcı kadın oyuncu (Claire Foy), uyarlama senaryo, kurgu, görüntü yönetimi

KISA KISA UZAK İHTİMALLER

“Olur mu? Olur.”lara geçiyoruz. Tek tük adaylık alabilecek ya da potansiyel barındıran yapımlardan bir aranjman.

BlackBerry
BlackBerry

THE ACTOR (Yön: Duke Johnson | Oyn: André Holland, Gemma Chan): Anomalisa’nın yönetmenlerinden Duke Johnson’ın kurmaca uzun metrajlısı The Actor için heyecanımız büyük. Güz festivallerinden birine uğraması muhtemel yapım bir ara Ryan Gosling’le çekilecek diye konuşuluyordu, ama rol nihayetinde André Holland’ın oldu. Ellili yılların Ohio’sunda uğradığı saldırı sonrası hafızasını kaybeden New York’lu bir oyuncunun başından geçenleri konu alıyormuş.

ASTEROID CITY (Yön: Wes Anderson | Oyn: Tilda Swinton, Adrien Brody): Neredeyse her filmi birbirine benzeyen Wes Anderson, burs için ülkenin dört bir yanından gelen öğrenciler ve velilerinin olduğu bembeyaz bir film daha çekti. The French Dispatch gibi bir muamele göreceğine emin olduğumdan umutlanmıyor, önüme bakıyorum.

BLACKBERRY (Yön: Matt Johnson | Oyn: Jay Baruchel, Glenn Howerton): Berlin’de yapılan prömiyer sonrası epey pozitif eleştiriler aldı ve Paramount da filmin dağıtım haklarına çöktü. Elvis benzetmeleri yapıldığı için biyografi zaaflarına oynayarak bu yoldan ilerleyebilir mi diye düşünmüyor değilim.

THE BOOK OF CLARENCE (Yön: Jeymes Samuel | Oyn: LaKeith Stanfield, Omar Sy, Benedict Cumberbatch): İlk filmi The Harder They Fall ile BAFTA’ya aday olan Jeymes Samuel, Jay-Z desteğiyle ikinci epik dramasını çekmiş. Eylül ayından vizyona girecek olması filmle ilgili çok da büyük bir beklentiye girmememiz için işaret ama bakarsınız İsa yükselişteyken Kudüs sokaklarını arşınlayan LaKeith Stanfield’a adaylık çıkar.

Cassandro
Cassandro

BOTTOMS (Yön: Emma Seligman | Oyn: Rachel Sennott, Ayo Edebiri): Belki Oscar özelinde değil ama Bağımsız Ruh ve türevi gruplarda ilgi görebilir Bottoms. SXSW’da aldığı övgülere yabancı değil Shiva Baby ikilisi Seligman ile Sennott. Yine Letterboxd’ın ve Film Twitter’ın hayranı olacağı bir film çekmişler gibi duruyor.

THE BURIAL (Yön: Maggie Betts | Oyn: Jamie Foxx, Tommy Lee Jones, Bill Camp): Büyük bir holding tarafından dolandırılan cenaze evi yöneticisinin (Jones), başarılı bir avukatın (Foxx) yardımıyla büyük bir iş adamına (Camp) açtığı dava doksanlı yıllarda konuşulmuş, bu filmin uyarlandığı New Yorker makalesinde de anılmış hatta. İçerisinden berbat bir şey çıkabilirmiş gibi dursa da kulislerde Tommy Lee Jones’un adı anılmakta.

CASSANDRO (Yön: Roger Ross Williams | Oyn: Gael García Bernal, Roberta Colindrez): Sundance’te Amazon’un satın aldığı yapım, amatör gay güreşçi Cassandro’nun hayatını anlatıyor. Gael García Bernal epey övgülere boğuldu. İlla ki sezon içerisinde bir yerlerde aday olduğunu görürüz diye düşünüyorum. Altın Küre, belki SAG, hiç olmadı Gotham ve Bağımsız Ruh…

CHALLENGERS (Yön: Luca Guadagnino | Oyn: Zendaya, Mike Faist, Josh O’Connor): Bones and All’la pek de Akademi’nin yönetmeni olmadığını hatırlanan Guadagnino, kocasını vasat bir oyuncudan dünyaca ünlü bir şampiyona çeviren bir kadına odaklanıyormuş bu romantik komedide. Kadro şahane şahane olmasına, ama dağıtımcısı MGM olan filme çok güvenmemeyi öğrendim.

Flora and Son
Flora and Son

THE COLLABORATION (Yön: Kwame Kwei-Armah | Oyn: Paul Bettany, Jeremy Pope, Daniel Brühl): Andy Warhol ile Jean-Michel Basquiat’ın seksenli yıllardaki başarılı ortaklığını konu alan bu yapım, The Theory of Everything, Bohemian Rhapsody, The Two Popes ve Darkest Hour’ı kaleme alan Anthony McCarten’ın oyunundan bizzat kendi tarafından uyarlanmış. Başrollerde sahne prodüksiyonunda oynayan isimler yer alıyor. Belki bir sürpriz olursa, Paul Bettany ile Jeremy Pope’dan gelir.

FIREBRAND (Yön: Karim Aïnouz | Oyn: Alicia Vikander, Jude Law): VIII. Henry’nin son eşi Katherine Parr hakkında uzun yıllardır film yapılmadığı fark edilince Brezilyalı yönetmen Karim Aïnouz kolları sıvamış. Pek sevdiğim görüntü yönetmeni Hélène Louvart’la göze ve teknik kategorilere hitap edecek bir film çekmiş. Şimdilik dağıtımcı yok ama biri satın alırsa Alicia Vikander’ın adaylığı için de uğraşırlar sanıyorum ki.

FLORA AND SON (Yön: John Carney | Oyn: Eve Hewson, Joseph Gordon-Levitt): Begin Again, Once ve Sing Street’in yönetmeni John Carney’nin yeni filmi Sundance’te hiç de fena olmayacak eleştirilerle buluştu, Apple da çok geçmeden filmin haklarını satın aldı. Belki Joseph Gordon-Levitt için umutlanmak anlamsız olur; fakat özgün şarkı dalında filmin adını görebiliriz.

JOIKA (Yön: James Napier Robertson | Oyn: Talia Ryder, Diane Kruger): Ünlü balerin Joy Womack’in Bolşoy Bale Akademi’sine kabul edilişi ve sonrasındaki zorlu eğitim sürecini Yeni Zelandalı yönetmen James Napier Robertson çekmiş filme. Pek umutlu olmasam da Talia Ryder gibi genç bir yeteneğe önemli bir rol teslim edildiği için takipte olacağım.

Long Day's Journey Into Night
Long Day’s Journey Into Night

JOY RIDE (Yön: Adele Lim | Oyn: Ashley Park, Sherry Cola, Stephanie Hsu): SXSW’nun en beğenilen filmlerinden Joy Ride, Oscar’a kadar uzanmaz belki ama Altın Küre’nin komedi/müzikal tarafına pek yaraşır. Oscar’ı alamadığı için üzülen fanları Stephanie Hsu hakkında çıkan müthiş eleştirilere de sevinmiştir diye düşünüyorum. Onunla birlikte Sherry Cola’yla ilgili de epey pozitif şeyler okudum.

A LITTLE PRAYER (Yön: Angus MacLachlan | Oyn: David Strathairn, Jane Levy, Celia Weston): Oğlunun gizli bir ilişkisi olduğunu düşündüğü için gelinini korumaya alan bir babanın anlatıldığı A Little Prayer çok tatlı tepkiler aldı Sundance’te. Filmin herhangi bir kategoride varlık göstereceği şaibeli olsa da David Strathairn, En İyi Erkek Oyuncu yarışına dahil olmaya çalışacak. Sony Classics gibi deneyimli bir şirket tarafından alınmış olması da şahane haber.

LIMONOV: THE BALLAD OF EDDIE (Yön: Kirill Serebrennikov | Oyn: Ben Whishaw): Kiril Serebrennikov yönetmiş, Pawel Pawlikowski yazmış, Ben Whishaw oynamış. New York’ta sokaklarda yaşayan, Fransa’da ününden yanına varılamayan, Rusya’da politik kimliğiyle tanınan Sovyet şairin biyografisi henüz bir dağıtımcıya sahip değil. Cannes/Venedik ertesi tekrar konuşalım da Ben Whishaw’a ilk Oscar adaylığı gelsin artık.

LONG DAY’S JOURNEY INTO NIGHT (Yön: Jonathan Kent | Oyn: Jessica Lange, Ed Harris, Ben Foster): Eugene O’Neil’ın sayısız oyuncuya ödül getiren oyunu Long Day’s Journey Into Night, bir kez daha beyazperdeye uyarlanıyor. Jessica Lange ile Ed Harris’e adaylık getirecek kadar izlense bile yeter. Lange’in müthiş bir anlatısı var zaten, bakarsınız Oscar’ı bile götürür evine. MGM’in bir şekilde sezon içerisinde şansını deneyeceği konuşulmakta zaten.

MAGAZINE DREAMS (Yön: Elijah Bynum | Oyn: Jonathan Majors, Haley Bennett, Taylour Paige): Sundance çıkışlı bir başka film daha… Amatör olarak vücut geliştirme sporuyla ilgilenen bir gencin, sosyal medya çağında yaşadığı psikolojik ve fiziksel zorlukları konu alıyormuş. Jonathan Majors’ı övmeye doyamadıkları için dağıtımcı Searchlight, güz festivallerini beklemeye koyuldu. İlk Oscar adaylığı gelebilir!

Next Goal Wins
Next Goal Wins

MOTHERS’ INSTINCT (Yön: Benoît Delhomme | Oyn: Jessica Chastain, Anne Hathaway): The Theory of Everything ve At Eternity’s Gate gibi yapımların görüntü yönetmeni olarak bilinen Benoît Delhomme, ilk yönetmenlik denemesinde iki Oscarlı oyuncuyu buluşturmuş. 2018 tarihli aynı adlı Fransız psikolojik geriliminden uyarlama yapım, seyirciyi zorlamayı seven filmlere talip Neon’un ellerinde.

NEXT GOAL WINS (Yön: Taika Waititi | Oyn: Michael Fassbender, Will Arnett, Elisabeth Moss): Sanıyorum Next Goal Wins’i yazıma dahil ettiğim dördüncü yıl oluyor bu. Dünyanın en zayıf milli takımlarından biri olarak bilinen Amerikan Samoası’nın Dünya Kupası’na katılmak için verdiği mücadele komedi türünde dendi, Michael Fassbender çok iyiymiş dendi ama asla gösterime girmedi. Şansı bir hayli düşük. İçinden bir felaket çıkması da olası.

NIGHTBITCH (Yön: Marielle Heller | Oyn: Amy Adams, Scoot McNairy): Sinemaya uğramadan Hulu’ya gitmesi muhtemel yapımda Amy Adams’ı doğum sonrası kanişe dönüştüğünü düşünen post partum sendromlu bir anne olarak izleyecekmişiz. Yönetmen Marielle Heller olduğu için umutluyum ama iki handikap var tabii. Bir, 2023’e yetişmeyebilir. İki, televizyon filmi olarak kabul edilebilir.

NYAD (Yön: Elizabeth Chai Vasarhelyi & Jimmy Chin | Oyn: Annette Bening, Jodie Foster): Netflix’in 2023 portföyünde yer alan bu yapım da inanır mısınız yine bir biyografi. 64 yaşında Küba’dan Florida’ya yüzden Diana Nyad’ı Annette Bening canlandırıyor. Filmin yönetmenleri de The Rescue ve Free Solo’yu yöneten çift. Kağıt üzerinde biraz fazla ödül kokuyor gibi geldi bana ama kraliçe Bening, Oscar adaylığı alsa sesimizi çıkarmayız herhalde.

You Hurt My Feelings
You Hurt My Feelings

THE OUTRUN (Yön: Nora Fingscheidt | Oyn: Saoirse Ronan, Paapa Essiedu): System Crasher’ın yönetmeninden Saoirse Ronan’ın rehabilitasyondan yeni çıkmış alkolik bir kadını canlandırdığı bir bağımsız The Outrun. Filmin henüz bir dağıtımcısı yok. Fakat yarışta görmeyi çok özlediğimiz Ronan’ın performansı beğenilirse, pekâlâ durumlar değişir ve bir anda kendisini En İyi Kadın Oyuncu beşlisinin içerisinde bulur.

PAIN HUSTLERS (Yön: David Yates | Oyn: Emily Blunt, Chris Evans, Andy Garcia): Ne yapsa olmayan Emily Blunt, tıpkı kendisi gibi bir karaktere can veriyor. Batmakta olan bir eczanede işleri yoluna koyan bir kadının bir anda kendini büyük bir komplonun ortasında bulduğu yapım Netflix etiketiyle Ekim ayının sonunda gösterimde olacak. Belki bu sefer yüzü güler, değeri bilinmeyen aktrisin.

THE SUPREMES AT EARL’S ALL-YOU-CAN-EAT (Yön: Tina Mambry | Oyn: Uzo Aduba, Aunjanue Ellis): Fried Green Tomatoes ve Steel Magnolias arasında bir yerde gidip gelen bu film de uyduruk bir gişe filmiymiş gibi gözüküyor fakat Searchlight’ın ellerinde olması her an sürpriz bir Oscar kampanyasıyla çarşı pazarın karışabileceğini işaret etmekte. Çok yakın tarihte ilk Oscar adaylığını alan Aunjanue Ellis ve 3 Emmy’li Uzo Aduba için tetikte olalım.

A THOUSAND AND ONE (Yön: A.V. Rockwell | Oyn: Teyana Taylor): Sundance’i en büyük ödülle kapatan ve Focus tarafından satın alınan A Thousand and One ile ilgili övgülere çok rastladım. Koruyucu ailesinden oğlunu kaçıran annenin öyküsünü ve Teyana Taylor’ın performansını beğenen çok. Ancak Mart gibi inanılmaz erken bir vizyon tarihi olması işleri çok zorlaştıracak.

YOU HURT MY FEELINGS (Yön: Lisa Cholodenko | Oyn: Julia Louis-Dreyfus, Tobias Menzies): Dünya üzerinde en çok sevdiğim insan olduğu iddia edilebilecek Julia Louis-Dreyfus, Enough Said’ten sonra bir kez daha Lisa Cholodenko’ya bir araya gelmiş. Kazara eşinin yazdıklarını hiç de sevmediğini duymasıyla dünyası başına yıkılan karakterle yine kalbimizi çalacağı söyleniyor. Keşke gelse bir Oscar adaylığı…

El Conde
El Conde

OSCAR’IN YABANCILARI

Artık Akademi’nin ana dallarda da kucak açtığı uluslararası yapımları sıralıyoruz.

Bu bölümü Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filmi Kuru Otlar Üstüne ile açmazsam olmaz. Şöyle sıradaki Hamaguchi olsa ve şok eden En İyi Film, En İyi Yönetmen adaylıkları alsa eğlenmez miydik? Gerçi Bilge Bey’in Oscar kampanyasıyla uğraşacak pek hâli yok. Biraz Another Round’ı andıran, zorunlu hizmet sırasında öğrencisi tarafından istismarla suçlanan genç öğretmenin hikâyesi yine Türkiye ve Cannes sınırlarını aşamayabilir. Pablo Larraín’in Pinochet’yi bir vampire dönüştürdüğü El Conde ve Hamaguchi’nin henüz çekmese de 2023 sonuna yetişmesi beklenen yeni projesi Our Apprenticeship‘ten de pek bir beklentim yok açıkçası. Ancak A Royal Affair’la tanıdığımız Nikolaj Arcel’in bir kez daha Mads Mikkelsen’le çalıştığı The Bastard ya da sinemaya aşk mektubu çeken yönetmenler kulübünün yeni üyesi Lone Scherfig’in Şili’de engelli babası ve dört kardeşiyle geçinmeye çalışan, mutluluğu izlediği filmlerde bulan bir kız çocuğunu konu edinen The Movie Teller, Oscar özelinde ilgi görebilir. Bu arada Jonathan Glazer’ın Martin Amis’in Auschwitz Toplama Kampı’nda geçen romanını uyarladığı The Zone of Interest, A24’un ellerinde bir mucize olarak beklemekte. Uluslararası Oscar’ının sıradaki adresi Polonya olabilir kısacası. Ve tabii ki de Ladj Ly’ın sıradaki sosyal draması Les Indésirables… Buram buram Cannes koktu buralar.

Wonka
Wonka

TEKNİK HARİKALAR

Görsel efekt, ses, makyaj & saç tasarımı gibi kategorilerin olası yarışçıları.

Açıkçası burayı Marvel filmleriyle doldurup yanılmaktan bıktığım için biraz daha dikkatli olmayı seçeceğim bu defa. Gerçek bir fecaat olacakmış gibi dursa da setleri, kostümleriyle göz boyayabilecek Wonka ilk büyük aday adayımız. Indiana Jones and the Dial of Destiny, Phoebe Waller-Bridge’in imzasını taşıyan senaryosu haricinde görsel efekt ve ses kategorilerine sızabilirmiş gibi duruyor. The Little Mermaid, kostüm tasarımı kategorisinin kaçınılmaz adayı. Akademi’nin pek sevdiği Colleen Atwood’un imzasını taşıyan kıyafetlerin yarıştaki yeri şimdiden hazır. John Wick: Chapter 4 serinin bugüne kadar en iyi eleştirileri alan filmi oldu. Fakat Akademi’nin yüz verdiği bir seri olmadı hiç. Onun aksine Guardians of the Galaxy Vol. 3 büyük vedasıyla yine birkaç teknik dalda ilk beşi zorlayacağa benziyor. Transformers: Rise of the Beasts ses ya da görsel efekt, Aquaman and the Last Kingdom makyaj yarışçısı olabilir, iyi para harcanmış gibi duran True Love ile Wonder’ın devamı niteliğindeki White Bird de branşlar adaylarını kendilerini belirlediği için geçmişe dönüp bakıldığında “Nasıl yani, bu film Oscar adayı mı oldu?” kontenjanından 96. Akademi Ödülleri’nde anılabilir.

Wish
Wish

ANİMASYONLAR

En İyi Animasyon kategorisinin umut vaat edenleri.

Hayao Miyazaki’nin yıllar sonra beyazperdeye döndüğü How Do You Live ve ilk filmiyle inanılmaz büyük bir başarı elde eden Spider-Man: Across the Spider-Verse tabii ki de 2023 yarışının esas oyuncuları olacak. İki yapımın da hayal kırıklığına uğratmayacağından neredeyse eminiz. Kimileri Miyazaki’nin sadece bu dalla sınırlı kalmayıp En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Özgün Senaryo dallarında da varlık göstereceğine inanmakta. Bu arada Pixar daha önce yaptığı filmlere benzetilen, ateş ile su elementlerinin çatışmasını konu alan Elemental ile şansını denerken Disney ise Ariana DeBose’nin ana karakteri seslendirdiği, Wish adında bir müzikalle yarışta olacak. Son yıllarda bu dalda varlık göstermeye başlayan Netflix de Adam Sandler’lı müzikal komedi Leo ve Paul McCartney’nin çocuk kitabından uyarlanan High in the Clouds‘ı sürecek piyasaya. Esas bomba ise tabii ki de stop-motion ustası Aardman’da. Chicken Run, 23 yıl sonra Dawn of the Nugget ismindeki devam filmiyle geri dönüyor! Son olarak absürt komedi filmleriyle tanınan Josh Greenbaum’un çektiği ve yaz aylarında seyirciyle buluşacak, sokak köpeklerini konu alan Strays‘i de anmadan olmaz.

The Piano Lesson
The Piano Lesson

TARİH SIKINTISI YAŞAYANLAR

2023’te gösterime gireceği kesinleşmemiş, ama sezon ortasında bir anda vizyon tarihi öne çekilebilecek yapımlarla devam edelim…

Bu başlığın en önemli filmi Steve McQueen’in İkinci Dünya Savaşı sırasında Londra bombalanırken yaşananları konu alan epik savaş filmi Blitz. Saoirse Ronan’a Oscar adaylığını kesin getirecek yapımın 2023’e yetişme ihtimali düşük. Ayrıca Martin Scorsese’nin Killers of the Flower Moon’u da varken Apple iki filmi aynı sezonda gösterime sokmak istemeyebilir. August Wilson oyunlarının Oscar başarısının izinden gitmek isteyen The Piano Lesson, sahnedeki temsili devam ederken beyazperdeye de taşınacak. Henüz çekimler başlamadığından bu takvim yılında Samuel L. Jackson’ın seneler sonra alacağı ikinci Oscar adaylığını görmeyiz diye düşünüyorum. Ava DuVernay’in çekimleri henüz sona eren yeni filmi Caste ile ilgili de güzel dedikodular var. Amerikan toplumunun hiyerarşisiyle gayriresmi olarak nasıl oynandığını anlatan bir hikâyeyi taşıyormuş bu defa perdeye. King Richard’la Oscar adaylığı alan Aunjanue Ellis’i de kadrosunda barındırıyor film. Yalnız bu Ellis’in tek projesi değil. Colson Whitehead’in ödüllü romanı The Nickel Boys‘un uyarlaması da bir anda 2023’e yetişebilir. Sofia Coppola’dan Elvis Presley’nin eşi Priscilla’nın biyografisi Priscilla, George Clooney’den 1936 Berlin Olimpiyatları’nda ABD’yı temsil eden kürek takımının hikâyesi The Boys in the Boat, Mudbound’un görüntü yönetmeni Rachel Morrison’ın çektiği ve 2012 Yaz Olimpiyatları’nda geçen T-Rex isimli belgeselin kurmaca versiyonu Flint Strong, Olivia Colman ile Jessie Buckley’i bir kez daha bir araya getiren Wicked Little Letters, Alex Garland’ın Kirsten Dunst barındıran aksiyon filmi Civil War da her an yeni tarihleriyle 2023 sezonuna giriş yapabilir. Bunların haricinde Angelina Jolie’nin bir kez daha savaşa dair bir öykü anlattığı Without Blood ve Ethan Coen’in tek başına yönettiği, henüz ismi belli olmayan komedi/aksiyon filminin üzerinden de gözünüzü ayırmayın derim.


Bu yazıda yer alan bütün filmleri topladığım Letterboxd listeniz hazır: 96. Akademi Ödülleri / Oscar 2024 Tahminleri yazımdan…

Ve tabii ki geliyoruz tahmin sayfalarına…

Yazar Hakkında

1990 doğumlu. Kuir. İkizler. 2009'da ödül sezonu portalı Oscar Boy’u kurarak sinema yazarlığına başladı. 2014’ten beri O Podcast’in moderatörlüğünü yapıyor. 2023 yılında da SİYAD üyesi oldu.

4 Yorum

  1. hakan

    en iyi yardımcı kadın oyuncu erken tahminlerinde ilk 6’nın 5’i siyahi oyuncu. hayal gibi bir şey ama, oscar’da ilk 5’i komple siyahi oyuncular doldursa misal.. sırf gece sahneye her gelenin söyleyeceği şeyleri dinlemek için bile isterdim bunu.

    Yanıt

Yorum yazın...