Yönetmen: Athina Rachel Tsangari | Oyuncular: Makis Papadimitriou, Yiorgos Kendros, Panos Koronis, Vangelis Mourikis, Efthymis Papadimitriou, Yorgos Pirpassopoulos, Sakis Rouvas, Giannis Drakopoulos, Nikos Orphanos, Kostas Filippoglou | Senaryo: Athina Rachel Tsangari, Efthymis Filippou | 105 dakika | Komedi, Drama

| A- |

Yeni Yunan Dalgası, Yorgos Lanthimos’un dışına taşma yapar mı diye soranlara Attenberg yüzünden eldivenle sevdiğimiz Athina Rachel Tsangari, çekirdeksiz Lanthimos elmasının diğer yarısı Efthymis Filippou’yu da alıp bey babaları dayak arsızı yapacak bir film çekmiş. Chevalier, Ege’nin masmavi sularında balık avına çıkan altı adamı lüks bir yatın yüzey alanına tıkayarak türlü haylazlıklar yapan bir film. Bu altı -öyle ya da böyle- ahbap, sıkıntıdan birbirlerini en ince ayrıntıya kadar puanladıkları absürt bir yarışa girişiyor. Hor görmeyi doğasına yakıştıramayan heteronormatif eril bireylerden entrikacı, kinayesi alna nişan olmuş, dört başı mamur bir film çıkarıyor Tsangari. Bizden tarafa süregelen ego savaşlarına öyle taze bir bakış ki bu Ege’nin girintisi çıkıntısı bol kıyı yapısını bile karakterinin bazı yeri sığ, bazı yeri derin orta sınıf beyleri için kıvamlandırıp bir sembole dönüştürüyor. The Lobster ve Dogtooth’daki sıradışı ama çabuk alışıp bırakmak istemediğimiz evrenlerin cazibe artırıcı hilelerinden de fersah fersah uzakta. Tsangari ve Filippou birlikten güç doğar diyerek filmin tonunu ayarlarken Lanthimos gibi senaryoya aşırı bağlı kalma zorunluluğunda hissetmemişler ve bu da hem seyirciye, hem de oyuncuya epey hareket alanı sağlıyor. Az biraz komşu ülkenin popüler kültürüne hakim olanlar Sakis Rouvas’ı böylesine bir karakteri oynarken görünce zaten toplumca yaratılmış erkek figürüne inceden inceye bir giydirme yapacaklarının sinyallerini alacaktır. Koca dağların arkasındaki büyük özgüven eksiklikleri ve birilerine kendini beğendirme, kanıtlama içgüdüsünün cinsiyete özel bir davranış biçimi olmadığını, erkekliklerini sayılarla ölçmeye ezelden ant içmiş adamlarla anlatıyor olması da işin balı kaymağı. Ege’ye gitsem de şu tekneye binip temel insan asalaklıklarına bir de yakından göz atsam. Belki Tsangari’nin aynı zamanda hem bu kadar komik, hem de meşbu bir filmi nasıl yaptığını anlarım.