#PrideBoy: My Own Private Idaho

#PrideBoy: My Own Private Idaho

Yönetmen & Senaryo: Gus Van Sant | Oyuncular: River Phoenix, Keanu Reeves, James Russo, William Richert, Chiara Caselli, Udo Kier, Rodney Harvey, Michael Parker, Jessie Thomas, Grace Zabriskie, Flea, Tom Troupe, Jim Caviezel | 104 dakika | Drama

Bir günlük ufak bir molanın ardından kaldığımız yerden devam ediyoruz… Bugünün Pride konuğu kariyerinde bağrımıza basmaya değer görecek film bulmanın zor olduğu Gus Van Sant’ten, erken yaşta kaybettiğimiz River Phoenix ve nam-ı diğer Neomuz Keanu Reeves’i başrollerinde barındıran My Own Private Idaho. Yönetmenin birbiriyle herhangi bir bağ bulundurmayan ama stilize olmak için çaba harcandığını hissettiren döneminden bir eser bu. Narkoleptik jigolo, Şekspiryen tiratlar atarak ima edilen ancak çok da üzerine düşülmeyen bir kimliğin gölgesinde hayat mücadelesini sürdürüyor. Varoluşuna dair sorgularını alelade yaşayan ve elle tutulur bir hikâye örgüsünü kader gibi yaşamaktansa kaşıkladığı çorbadan ağzına hangi parçalanmış dünya görüşü gelirse ona yumulan bir ana karakterin mızırdanmaları da denebilir. Dağınık yapısı kasıtlı biliyorum ama My Own Private Idaho, seyircisi için o kadar yorucu bir deneyim ki… Bir kere meselenin kuir kültür üzerinden algılanabilmesi için yeteri kadar malzeme yok ortada. Udo Kier’ın sinema tarihine geçecek muhteşem dansından sonra arka arkaya sıralanan fotoğraf karelerinde üçlü seksin tadına bakmaları haricinde karakterlerin buhranlarını, “sözde” biseksüellikleri üzerinden yorumlamak oldukça güç. Hatta ben direkt acaba birer jigolo olarak hizmet ediyor olmaktan, farklı geçmişlere sahip olmalarına karşın aynı sona iştirak etmelerinden mi bu isyanlar diye bile düşündüm. Ancak bir taraftan da esas adamlarının yönelimlerini ikinci plana atıyor olmanıza karşın bu başlık üzerinden değerlendirilmek için de taklalar atıyor My Own Private Idaho. Bunun Milk’te aktivistliğinin yarım ağız olduğuna kanaat ettiğim Gus Van Sant’ten geliyor olmasına şaşırmamam gerektiğini bilsem de, baz alıp tüketmeye çalıştığım BFI listesindeki varlığını da es geçemiyorum. Bununla da sınırlı değil bence yol anahtar kelimesini barındırmasından sebep zaman zaman coming of age bağlarına ayak basan yapımın problemleri. Orijinal addedilen kurgusu üsluptan çok koca bir problem. Film bolca yanlış tercihin kurbanı olmuş. Oysa ki açılışında dergi kapaklarında atışan yarı çıplak vücutlarla daha fazlasını verebileceğine dair umutlar da yeşertiyor; ama ne acıdır ki açıldıkça saçılıyor, saçıldıkça abesle vals ediyor. Pride Boy sürecinde olumsuz bir tepki verdiğim ilk film olduğu için “Acaba ben mi giremedim filmin içerisine?” sorgusuna da pek giremedim açıkçası. Yalnızca Reeves’in zamanla daha iyi bir aktöre dönüştüğüne kanaat ettim. Bir de River Phoenix’i çok erken yaşta kaybetmiş olduğumuz için biraz üzüldüm doğrusu. Aralarda da Gus Van Sant yine ne yapıyor diyerek başımı ellerimin arasına alıp ahlar vahlar çektim. “Hevesli” diyerek çaktırmadan haddini bildirdiğim filmler listesine My Own Private Idaho’yu da ekleyebiliriz kısacası. Ayrıca mutsuzluğunun sebebinin sade ve sadece dünya olduğunu düşünen, mental problemleri romantikleştiren ve sırf üzerinde iyi durduğu için düştüğü çukurdan çıkmak istemeyen nesile tahammülüm giderek azalırken zincir restoran ürünü karışık pizzadan hâllice bir senaryoya maruz kalmak da hiç hoş olmadı, ekleyeyim.
Fesat Mukayese: Harlots > My Own Private Idaho

Yazar Hakkında

1990 doğumlu. Kuir. İkizler. 2009'da ödül sezonu portalı Oscar Boy’u kurarak sinema yazarlığına başladı. 2014’ten beri O Podcast’in moderatörlüğünü yapıyor. 2023 yılında da SİYAD üyesi oldu.

Yorum yazın...