Altın Rapor: Hollywood İçin Tehlike Çanları (2 – 8 Mayıs)

Sezonun gürültüsü giderek artıyor. Cannes telaşesine adım adım ilerlerken festivalin seçkisi nihayet tamamlandı. Bu arada turuncu kafalı akıl hastasından gelen beklenmedik açıklamayla sektördeki hava bir anda değişti. Emmy yarışındaki oynamalar, podcastlerin önlenemez yükselişi ve merakla beklenen filmlerden gelen ilk kareler derken dolu mu dolu bir Altın Rapor daha sizleri bekliyor kısacası. Haftanın tüm önemli detaylarını seriyorum önünüze, hadi yine iyisiniz.

Trump’tan yabancı ülkelerde üretilen Amerikan filmlerine şok vergi uygulaması

Donald Trump, geçtiğimiz pazar günü yaptığı sürpriz (!) açıklamada, “yabancı ülkelerde üretilen her türlü filmin” ABD’ye girişinde %100 gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu. “Filmleri Amerika’da üretmek istiyoruz, yeniden!” ifadeleriyle Hollywood’un dışa bağımlılığına savaş açan Trump, sektörü “çok hızlı ölen bir endüstri” olarak tanımlarken, yabancı teşviklerin ulusal güvenlik tehdidi oluşturduğunu öne sürdü. Açıklamanın ardından Beyaz Saray geri adım sinyali verdi: Henüz nihai bir karar yok, “tüm seçenekler değerlendiriliyor.” Ancak sektör içinde panik havası oluştu bile; özellikle de Cannes Film Pazarı’nın hemen öncesinde, uluslararası satışlara yönelik belirsizliklerin yarattığı tedirginlik ciddi boyutlarda.

Trump’ın tehdit ettiği vergi planının yasal zemini bile sorgulanıyor doğal olarak. Kimileri fiziksel mallar haricinde böyle bir uygulamanın mümkün olmadığının altını çizse de sektör diken üstünde. Kafasındaki saçmalıklara göre bu vergi kapsamına yalnızca sinema mı alınacak, yoksa dijital yayınlar ve televizyona da benzer bir muamelede bulunmaya çalışacak mı bilinmiyor. Bu belirsizlikte bağımsız yapımlar ve orta bütçeli filmler için finansman bulmanın daha da zorlaşması kaçınılmaz. Büyük stüdyoların Avrupa ve komşu ülke Kanada’daki üretim merkezleri de tehdit altında. Öte yandan, Trump’ın Hollywood’daki temsilcilerinden, sarayın sanatçısı Jon Voight’un federal teşvik sistemine dair görüşmeler yürüttüğü ortaya çıktı. Bazı yapımcılar, tüm bu kaosun sonunda ulusal çapta bir üretim teşvik programı için baskıyı artırabileceğini umuyor.

Cannes 2025 seçkisi tamamlandı

78. Cannes Film Festivali’nde resmî seçkiye eklenen son yapımlarla festivalin yarışma listesi nihayet tamamlandı. Açılışını Amélie Bonnin imzalı Leave One Day ile yapacak festivalde en çok konuşulan ekleme, Çinli yönetmen Bi Gan’ın uzun süredir beklenen bilimkurgu epopesi Resurrection oldu. Shu Qi’nin başrolünde olduğu film, kıyamet sonrası bir gelecekte bir androidle duygusal bağ kuran bir kadını konu alıyor. Long Day’s Journey Into Night ile adından söz ettiren Bi Gan, bu yeni filmiyle Cannes ana yarışmasına ilk kez katılıyor. Festivalin Özel Gösterim bölümüne Julian Assange belgeseli The Six Billion Dollar Man, yarışma dışına ise Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesi sırasında Fransız büyükelçiliğinden tahliye edilen 600 kişiyi konu alan 13 Jours, 13 Nuits de eklendi. Bu arada takvim de netleşmiş. Schilinski ve Loznitsa 14’ünde, Moll ve Laxe 15’inde, Herzi ve Aster 16’sında, Chie, Linklater ve Ramsay 17’sinde, Filho ve Anderson 18’inde, Saleh ve Ducournau 19’unda, Panahi ve Martone 20’sinde, Simón, Hermanus ve Trier 21’inde, Roustaee ve Bi Gan 22’sinde, Dardenneler ve Reichardt ise 23’ünde prömiyer yapacak.

Kaitlyn Dever, Emmy’nin konuk oyuncu yarışında

The Last of Us dizisinin ikinci sezonuna Abby karakteriyle damga vuran Kaitlyn Dever, Emmy yarışına konuk oyuncu kategorisinden dahil olacak. Sezonda %50’nin altında bir görünürlüğü olması sayesinde konuk ya da yardımcı oyuncu seçenekleri arasından konuk kategorisini tercih eden Dever, özellikle ikinci bölümde Joel’le yüzleştiği sahnelerle büyük övgü toplamıştı. The White Lotus hanımları karşısında sınırlı ekran süresiyle yarışma derdinden kurtuldu artık. Muhtemelen Emmy zaferine doğru koşacak. Bu arada Dever’ın mini dizi kanadında Apple Cider Vinegar dizisiyle de boy göstermesi bekleniyor. İlk sezonuyla konuk oyuncu kategorilerinde yedi adaylık ve iki galibiyet kazanan The Last of Us, bu sezon da güçlü bir konuk oyuncu kadrosuna sahip: Catherine O’Hara, Rutina Wesley ve Alanna Ubach gibi isimlerin yanı sıra, Dever’in ayrılığı sonrası Isabela Merced’in şansı da yardımcı oyuncu dalında artmış görünüyor.

Söylemezsem olmaz; yakın tarihte ana dalda yarışacağı söylenen Ruth Negga (Presumed Innocent) ve Amanda Peet (Your Friends & Neighbors) başvurularının da yardımcı oyuncu dalında yapıldığı netleşti. Yarışın son durumunu merak edenleri Emmy tahminleri sayfama yönlendireyim…

DGA tarihi de duyuruldu

78. Yönetmenler Birliği (DGA) Ödülleri, Oscar adaylıklarının açıklanmasından sadece 10 gün sonra, 7 Şubat 2026’da sahiplerini bulacak. Oscar sezonunun ikinci fazında bu defa erken konumlanan tören, Kış Olimpiyatları sebebiyle tarih değişikliğine gitmiş. Geçen seneden farklı olarak da Yapımcılar Birliği (PGA) Ödülleri ile aynı günde gerçekleşmeyecek. Önümüzdeki sezonun takviminde iki tören arasında 20 gün fark var. Film, televizyon ve belgesel alanlarında yönetmenlik başarısını ve ekip çalışmasını ödüllendiren DGA Ödülleri’nde en son Sean Baker galip gelmişti. Hatta Anora‘nın ödül serisinin başladığı yer olmuştu. Oscar’la aynı adrese ödül göndermesiyle meşhur kurum, bakalım bu sezonda da istatistiğini sürdürecek mi.

Altın Küre’den yeni kategori: En İyi Podcast

Altın Küre Ödülleri, 2026’daki 83. törenle birlikte ilk kez “En İyi Podcast” kategorisini dahil ederek büyük ödül törenleri arasında podcast alanını tanıyan ilk organizasyon olacak. Webby, Ambies ve Peabody gibi dijital odaklı ödül törenlerinde uzun süredir yer bulan podcast’ler, böylece sinema ve televizyonun prestijli arenasında da temsil edilecek. Henüz detayları açıklanmayan kategoriye en popüler 25 podcast içinden altı finalist seçilecek. Tüm 27 kategori için adaylıklar 8 Aralık’ta açıklanacak; Nikki Glaser’ın sunuculuğundaki tören ise 11 Ocak 2026’da gerçekleşecek. Acil bir şekilde O Podcast’i o en popüler 25 podcast içerisine sokmamız gerek! Bu arada şimdiden Las Culturistas ve Good Hang with Amy Poehler’ın adaylıkları hayırlı uğurlu olsun. Metro yolculuklarımda bana eşlik eden iki programı da aday olarak göreceğimize emin gibiyim. Bu arada, Altın Küre’nin değişim çabaları içerisinde son yıllarda açtığı üçüncü kategori olacak bu. Gişe Başarısı ve Stand-Up Komedi kategorilerinden sonra Podcast de geldi. Bakalım sırada ne var…

O Podcast’in 12. sezonu başladı!

Kısa süren 11. sezonun ardından Seda’yla (Artar) tekrardan mikrofon başına döndük. O Podcast’in 12. sezonu bomba gibi bir bölümle başladı! Evrenle göbekten bağlı olduğumuza karar verdiğimiz yeni bölümü Oscar’ın yeni kurallarını ve Cannes seçkisinde ilgimizi çeken filmleri konuşarak açtık. Ardından da sezon arasında izlediğimiz dizileri uzun uzun inceledik. Adolescence, Dying for Sex, The Pitt ve The Studio’dan büyük bir aşkla bahsettiğimiz sohbet yakın tarihin de en enerjik, en heves kokan kayıtlarından biriydi. Bu arada Umurcum bunlar bize yetmiyor diyenlere müjdemi de vereyim: Oscar tarihiyle ilgili bir podcast yolda… Ayrıntılar çok yakında! Oscar tahminlerimi güncellediğimi de söylemiş miydim?

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Highest 2 Lowest’dan ilk fragman, The History of Sound ve Jay Kelly’den ilk görseller

Cannes Film Festivali yaklaşırken, yılın en çok merak edilen yapımlarından görüntüler gelmeye başladı. Spike Lee’nin A24 ve Apple destekli suç gerilimi Highest 2 Lowest için ilk fragman yayınlandı. Denzel Washington, A$AP Rocky ve Jeffrey Wright gibi yıldızların rol aldığı film, Kurosawa’nın High and Low klasiğinden ilham alıyor ve 5 Eylül’de Apple TV+’ta izleyiciyle buluşacak. Lee ve Washington’ı beşinci kez bir araya getiren yapım, Cannes’da dünya prömiyerini gerçekleştirecek. Öte yandan Oliver Hermanus’un yönetmenliğini üstlendiği The History of Sound filminden ilk görseller Vanity Fair aracılığıyla paylaşıldı. Paul Mescal ve Josh O’Connor’ı I. Dünya Savaşı sırasında geçen dokunaklı bir aşk hikâyesinde buluşturan film, kuir izleyicilerin sezondaki en merak ettiği yapımlardan biri.

Netflix ise yıl sonuna damgasını vurması beklenen Jay Kelly filmi için ilk görselleri ve yayın takvimini açıkladı. Noah Baumbach’ın George Clooney, Adam Sandler, Billy Crudup ve Laura Dern’li kadrosuyla dikkat çeken filmi, 5 Aralık’ta platformda yayınlanacak. “Herkes Jay Kelly’yi tanıyor ama Jay Kelly kendini tanımıyor” sloganıyla gizemli bir portre sunan yapım, Baumbach’ın Netflix ile yaptığı uzun soluklu işbirliğinin ikinci adımı.