Eleştiri
Wicked: For Good | Mat Büyüde Karanlık Final
WICKED: FOR GOOD (Wicked: İyilik Uğruna) | Yönetmen: Jon M. Chu | Oyuncular: Cynthia Erivo, Ariana Grande, Jonathan Bailey, Ethan Slater, Bowen Yang, Michelle Yeoh, Jeff Goldblum, Marissa Bode, Colman Domingo, Bronwyn James, Sharon D. Clarke, Dee Bradley Baker | Senaryo: Winnie Holzman, Dana Fox | ABD, Kanada, Avustralya | 137′ | Müzikal, Romantik, Fantastik
Jon M. Chu’nun yönettiği bu seri, geçtiğimiz yıl özellikle ABD gişesinde elde ettiği akıl almaz rakamlarla kültürel bir fenomen hâline gelince, dünyanın geri kalanı olarak biz de ister istemez bu külliyata kulak kesildik. Aslında çok da yabancısı olduğumuz bir evren değil bu. Judy Garland’ın yıldızını parlatan orijinal filmin ardından The Wiz’inden Oz the Great and Powerful’ına uzanan birçok yorum izledik. Üstelik popüler kültürde ve İngilizce konuşulan ülkelerdeki lubuncada Dorothy ve arkadaşlarının işgal ettiği yer düşünüldüğünde Wicked’ın başına idmanlı oturduk sayılır. Idina Menzel-Kristin Chenoweth ikilisinin sahne versiyonunun manevi değeri nedeniyle Cynthia Erivo ve Ariana Grande’nin yenilenmiş yorumlarına gelen abartılı tepkileri de doğal karşıladık. Hikâyenin popcorn yüzeyini kazıyınca karşımıza çıkan ve kendisinden olmayanı ezmeye, dönüştürmeye ya da köleleştirmeye ant içmiş faşist iktidar alanlarına karşı ses çıkaran cadıyı da anladık, özümsedik. Ne var ki bu defa, tıpkı adapte edildiği müzikalin ikinci yarısı gibi, sert eleştirileri hak eden bir kopuklukla karşı karşıyayız. Wicked: For Good adını taşıyan bu ikinci bölümde hiçbir şarkı bir bütünün parçasıymış gibi akmıyor; Kansas’lı genç kızımız Dorothy’nin Korkuluk, Aslan ve Teneke Adam’la yaşayacağı maceraya yapılan geçişler de bir türlü organik hissettirmiyor.
Aslında Wicked: For Good, Chu’nun materyalle kurduğu sorunlu ilişkinin tüm başlıklarının bütünüyle görünür hâle geldiği bir film. Çünkü bu kez hikâyenin gözümüzü boyamaya yetecek bir ivmesi yok. Setleri ve kostümleriyle büyük ölçekli bir yapım olduğunu her saniyesinde hissettiren bir filmin, neredeyse tüm önemli gelişmeleri seyircinin hayal gücüne bırakması gerçekten anlaşılır değil. Elphaba ile Glinda arasındaki kopukluğun temeli, intikamın sözde meşruiyet kazandığı çarpışmadaki kilit karakter Fiyero’yu Jonathan Bailey gibi kanatsız bir melek oynamasına rağmen doğru düzgün kullanamayan bir anlatıdan geliyor. L. Frank Baum’un bir çocuk kitabı olmasına karşın yoğun politik içgörüsüyle bilinen The Wonderful Wizard of Oz’u sinemaya uyarlanırken tüm hünerlerinin soyulup elimizde bir armut çöpü bırakılması Hollywood için elbette yeni değil. Fakat madalyonun diğer yüzünde, çok da şahane olmayan ilk filmin bile ayaklarının üzerinde durabilen hâlinden mahrum bir Wicked: For Good var. Sevgiyi, iyiliği, dostluğu vurgulayacak finaline son sürat koşmaktan başka hiçbir şeyi düşünmüyor.
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde yarışacak olmasını hâlâ anlamlandıramadığımız Ariana Grande, aslında bu ikinci filmin düpedüz başrolü olarak karşımıza çıkıyor. Hem dramatik ağırlığı hem de For Good’da eksikliği en çok hissedilen mizahi yükü layıkıyla taşıyor. Hatta burada, EGOT’a bir Oscar kadar yakın olan rol arkadaşı Cynthia Erivo’yu gölgede bıraktığı bile söylenebilir. Ne var ki Grande’nin elindeki senaryoyu fazlasıyla aşan performansı bile filmi içine düştüğü keşmekeşten kurtaramıyor. Deadpool’u andıran Korkuluk, benzer biçimde ışıksız bırakıldığı için bir türlü ilişki kuramadığımız Aslan ve görüntü yönetmeninin bizzat bulandırdığı bir kalabalıkta karşımıza çıkan Teneke Adam, bu karanlık cümbüşte hızla harcanıyor. Çocukluğumuzdan beri aklımıza kazınmış o dört kafadarın orijin hikâyesine duygusal bir bağ kurmamıza fırsat tanımak yerine, film her şeyi aptala anlatırmışçasına geniş geniş açıklayan iki yeni parçaya (“No Place Like Home” ve “The Girl in the Bubble”) zaman ayırmayı tercih ediyor.
Elbette ilk filmin koro hâlinde söylenen parçaları ve güçlü düetlerle örülü yapısından sonra, ikinci yarının solo performanslara dayalı müzikal formunda o aynı debdebeyi beklemek çok anlamlı değil. Ancak öykünün bu denli içine kapandığı ve gündüzün yerini neredeyse tamamen gecenin aldığı bir anlatıya orkestra şefliği yapacak kişi bence Jon M. Chu olmamalıydı. Görüntü yönetmeni Alice Brooks’la kurduğu mat, ışığını yitirmiş görsel dil, zaten cılızlaşmış metnin zaaflarını daha da görünür kılıyor. Dorothy’nin ardından kapıyı kapatan Elphaba’nın, Fiyero’yu yatakta bırakarak kız kardeşine doğru uçtuğu bölümlerdeki zaman sıçramaları filmi tüm ihtişamından soyuyor. Ne yazık ki Wicked: For Good’da bir “Defying Gravity” ânı da yok. Dahası, basın turunda tıpkı Oz Büyücüsü’nde olduğu gibi maskeyi düşürüp gerçeği açığa çıkaran o sonsuz sahte sevgi güzellemesinin kapitalizm sosundan bu kez Elphaba ile Glinda’yı canlandıran oyuncuları bile ayıklayamıyoruz. Oscar ödüllü Michelle Yeoh’un içler acısı performansına benzer bir tablo olmasa da final bloğunda Ariana Grande ile Cynthia Erivo’nun NBC için özel çekilmiş programdan bir kesit izliyormuş hissinden kurtulamadım.