2013/14 sezonuyla ilgili yazacağım son Sezon Günlükleri‘nde konuğumuz Nurse Jackie. Mayıs’ın bitmesiyle birlikte sona eren yıldan konuşmadığımız bir dizi kalmadı geriye. Geç izleyip de yazmadıklarımı zaten başka bir seri kapsamında kısaca yorumluyorum biliyorsunuz ki. Nurse Jackie’ye dönecek olursak… Söze sanırım Showtime’dan girmek doğru olacak. HBO ve FX’in durdurulamaz yükselişi sırasında bünyesine pek çok kaliteli yapım katan kanal özellikle son iki yıl içerisinde o kadar yol kat etti ki, artık onlar da her ne kadar Emmy’nin büyük kategorilerinde kendilerine yer bulmakta güçlük çekseler de devler ligindeki yerlerini aldılar. Masters of Sex, Ray Donovan, Homeland, Penny Dreadful ve Shameless’la drama sevenleri tatmin eden Showtime, komedi olarak da huzurlarımıza House of Lies, Web Therapy, Episodes ve Nurse Jackie’yi sunuyor. Gördüğünüz pek çok networkden daha tatmin edici bir grup diziye ev sahipliği yapmaktalar. Daha evvel de Dexter, Californication, The L Word, Queer as Folk, Dead Like Me, Weeds, United States of Tara ve The Big C’yi ağırladıklarını da ekleyelim. Ama dediğim gibi, bugünün konuğu Nurse Jackie. Muhtemelen kanalın en izlenen, ama en güçlü dizilerinden biri.
Sessiz sedasız yayın hayatına devam eden dizimizin izleyi kitlesi ne yazık ki oldukça sınırlı. O yüzden Nurse Jackie’nin sıradan bir hastane dizisi olmadığını, hayatı her geçen gün daha da dibe batan bağımlı bir hemşireyi anlattığını kimseler bilmiyor. Dizini başrolünde de The Sopranos’un başarılı yıldızı Edie Falco var. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Hollywood Reporter videolarından birinde Sopranos sonrası tamamen farklı bir şey yapmak istediğini, o yüzden Nurse Jackie’den teklif geldiğinde onu çok cezbettiğini söylemişti. Hakikaten de Falco’yu bambaşka bir kadın olarak izliyoruz burada. Altıncı sezona her ne kadar dağınık bir başlangıç yapmış olsalar da, sezon finaline doğru yine Jackie’nin çıkmazlara girdiğine şahit olduk. Dizide büyük bir yer kaplayan bağımlılık meselesini uzunca bir süre ortaya çıkarmamak yerine, Jackie’ye sevdiklerinin gözlerinin içine bakarak yalan söyletmişti senaristler. Bu yıl daha da beterini yapıp, belki de onu öz evlatlarından daha çok seven Zoey (Merritt Wever) karakteriyle yüzleştirdiler. Ki zaten bu yüzleşme de sezonun en iyi bölümlerinden birinde gerçekleşti.
Geçtiğimiz sene Merritt Wever’ın sürpriz bir şekilde Emmy kazanıp “Thank you. I gotta go. Bye.” diye kısaca şükranlarını belirtip sahneyi terk etmesi epey konuşulmuştu hatırlarsanız. Oscar Boy sayfalarında da diziyle ilgili yazdığım her yazıda hep Wever’ın adını sayıklamıştım. Eve Best ayrılmadan evvel onun için de kendimce kampanyalar yapıyordum; fakat artık meydan tamamen Wever’a kaldı. İlk sezonlardaki altın günlerine geri dönüş yapan ve bu yıl Doktor Prentiss (Morris Chestnut) sayesinde daha çok hikayeye sahip olan başarılı aktris yine kendine Emmy aday listesinde yer bulacaktır. Dizinin geçtiğimiz sene transfer ettiği Betty Gilpin de epey gelişim gösterdi. Açıkçası bencil ve sevmesi zor bir karakteri izlenebilir kıldığı için beğeniyorum kendisi. Tabii Falco ve Wever’ın karşısında pek parlamayı başaramıyor.
Yeni hikayeler ve yeni karakterlerin eklenmesiyle birlikte ne yazık ki dizinin demirbaşları arasında yer alan Peter Facinelli ve Anna Deavere Smtih’e doyamaz olduk. Bu yıl Jackie ile Kevin’ın ayrılışının ardından ilk kez ailevi meselelere bu kadar yüklenildi. Yedinci sezon onayını alan Nurse Jackie’nin önümüzdeki yıllarda esas kadınımız ve çocukları arasında nasıl bir yol izleyeceğini merakla bekliyorum. İçimizde boğma isteği uyandıran Grace’in (Ruby Jerins) çekilmez halleri sanıyorum bu bitmek bilmeyen ergenlik gitgelleri sonlandığında daha çok anlam ifade edecek. Neyse ki geçtiğimiz yıl olduğu gibi Grace’in eylemleri sadece zıtlaşmak namına yapılıyormuş gibi gösterilmeyip, birer nedene bağlandı. Özellikle garip düğün sırasında Grace’i canlandıran Ruby Jerins’in alaycı tavrı işe yaradı diye düşünüyorum.
Nurse Jackie’nin en az beşinci sezon kadar başarılı bir yıl geçirdiği kesin. Diziyi bir türlü bırakamayan ATAS üyeleri olur da birkaç sürpriz adaylık emanet ederse hiç şaşırmayacağım. Belki Orange Is the New Black komediye geçiş yapmasaydı yıllar sonra En İyi Dizi kategorisinde kendisine yer bile bulabilirdi. Ama şimdilik Falco ve Wever ile yetinmek zorunda kalacaklarmış gibi gözüküyor. Bu arada izlemeyenlerin çok geç kalmadığını da söylemem gerek. Dizi altıncı sezonunu tamamlamış olsa da 25-30 dakika civarındaki bölümler senaristlerin başarısı sayesinde su gibi akıp geçiyor. Önümüzdeki yıl Nurse Jackie’nin yeni sezonunda görüşmek üzere diyorum şimdilik. Tabii bir sonraki Sezon Günlükleri yazısının 2014/15 TV sezonuna ait olacağını da ekleyeyim.
En İyi Bölüm: Flight (Bölüm 12)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Merritt Wever (Zoey Barkow)
Sezon Notu: A-
