
| D |
Judd Apatow’a olan mesafemin hayranlığa dönüştü ısınma turlarında ne yazık ki Seth Rogen’la olan ilişkimiz aynı “Beni baştan yarat.” formatına dahil olamadı. Buna rağmen 2014 tarihli Neighbors’a epey güldüğümü, Rose Byrne ve Zac Efron’ın komedideki güçleri sayesinde Rogen’ın garipliklerini göz ardı edebildiğimi söylemeliyim. Ben hâlâ Rogen’ın bu stoner karakterleri bir kenara bırakıp Steve Jobs, 50/50 gibi yapımlarda boy göstermesinden yanayım. Ama görünen o ki komediyi öyle kolay kolay bırakmaya niyeti yok. Neighbors 2: Sorority Rising, ilk filmin bıraktığı yerden başlıyor. Hikayenin merkezindeki çiftimiz ikinci çocukları geleceği için yeni ve daha büyük bir eve taşınma hazırlıkları yapıyor. Yalnız evlerini satın alan çiftle yaptıkları kontratta bir aylık yasal bir safsata var. Bu detay da 30 gün boyunca yeni ev sahiplerine habersiz gelip kontrol yapabilme imkanı tanıyor. Tabii her şey pürüzsüz gidecekken eskiden bir erkek üniversite öğrenci birliğinin bulunduğu yere kızların birliği geliyor. Ardından da Zac Efron’un bir noktadan sonra taraf değiştirdiği yeni bir gençlere karşı yaşlılar (ne kadar yaşlıysa) mücadelesi başlıyor. Sorunlarımı teker teker sayayım. Film Efron ve Rogen ikilisini bu sefer yeteri kadar kullanmayı başaramamış. Moretz’in canlandırdığı kötü karakter karizmadan yoksun. Uçurumun kenarından sallanan espriler bu sefer çukuru boylamış ve homofobik, ırkçı bir sürü detay var. Bir diğer önemli faktör de böyle bir komedide olması gereken destek verme faktörü yok. Hiçbir karakteri sevmiyor, hiçbirinin de ne olacağını umursamıyorsunuz. Bana ikinci sınıf bir Amerikan komedisinden alabileceğim minimum zevki de vermiyorsa e o zaman ben neyleyim yarı çıplak komşuları?