Takip et

Eleştiri

It Was Just an Accident | Adaletin Olmadığı Bir Hakikat

tarihinde yayınlandı.

It Was Just an Accident

IT WAS JUST AN ACCIDENT (Görünmez Kaza) | Yönetmen & Senaryo: Jafar Panahi | Oyuncular: Vahid Mobasseri, Mariam Afshari, Ebrahim Azizi, Hadis Pakbaten, Majid Panahi, Mohamad Ali Elyasmehr, Delnaz Najafi, Afssaneh Najmabadi, Georges Hazhemzadeh | İran, Fransa, Lüksemburg, ABD | 103′ | Drama, Gerilim, Suç, Gizem

It Was Just an Accident14 yıl süren film yapma yasağını dinlemeyip bu uğurda iki kez hapse giren Jafar Panahi, yurt dışı yasağının kalkmasıyla İran’dan çıkar çıkmaz bu yıl Cannes’da Altın Palmiye ile buluştu. Telefon kamerasıyla çektiği This Is Not a Film (2011), kendisinin bir versiyonunu canlandırıp işsiz kaldığı için şoförlük yaptığı Taxi (2015) ve bütün engellere rağmen film üretme arzusunu çok farklı yollarla perdeye taşıyan No Bears (2022) derken, uzun bir aradan sonra Panahi’nin kurmaca sınırları dışına taşmayan ilk filmini izliyoruz. Yine de bu intikam hikâyesini, politik içeriğinin doğrudan yönetmenin kendi deneyimlerinden beslendiği gerçeğinden ayrı bir yere koymak mümkün değil. It Was Just an Accident, gıcırdayan protez bacağının çıkardığı ses sayesinde, gözleri kapalıyken kendilerine işkence etmiş gardiyanı tanıyan bir grup arkadaşın, yaşadıkları acının karşılığını alma çabasını anlatıyor. Film, şehirler arası bir yolda, bahsi geçen işkencecinin hamile eşi ve arabada şarkılar söyleyen küçük kızlarıyla yaptığı yolculukla açılıyor. Araç bozulup yardım aradıkları bir tamirhanede, asistan Vahid adamı kaçırıyor. Onu öldürüp cesedinden kurtulmak üzereyken, işkencecisinin sözleri aklını bulandırıyor. Bunun üzerine adamı bayıltıp bir tabuta yerleştiriyor ve onunla aynı kaderi paylaşmış dostlarının yanına giderek gerçekten sandığı kişi olup olmadığını doğrulamaya çalışıyor.

Her ne kadar verdiği röportajlarda tutuklu geçirdiği yılları “dinlenme” olarak gördüğünü söyleyip işi şakaya vursa da, kahramanlarının işkencecileriyle hesaplaşması üzerinden Panahi de kendisinden hunharca çalınan yılların hesabını rejimden soruyor It Was Just an Accident’ta. Türkçeye “Görünmez Kaza” olarak çevrilen film, Panahi’nin hapiste tanıştığı tutuklulardan dinlediği hikâyelerden besleniyor zaten. Yönetmen, o deneyimlerin en can alıcı kısmıyla, belki bu insanların asla yaşayamayacağı bir yüzleşme ihtimalini kurmaca üzerinden yaratarak, ilgileniyor. Ancak bunu yaparken İran halkının yıllarca gördüğü zulme karşı tek yumruk hâline geldiği devrimin yarattığı sarsıcı gerçeklikle de yüzleşmekten kaçınmıyor. Kimliğinden tam emin olunamayan bir düşmana, en küçük ihtimalde bile zarar verme şansı doğduğunda gözlerin nasıl karardığını gösteriyor bize. Tek bir zümreye layık görülmüş acımasızlığın, haklıyı da kolaylıkla zehirleyip benzer bir şiddeti yeniden üretebileceğini anlatıyor. Yine de bu ölçüsüz intikam arzusunu merhametin gölgesinde bırakmayı ihmal etmiyor Panahi. Kabaca, zalimin kendi bokunda boğulmasını diliyor belki; ama affetmiyor da.

It Was Just an Accident

Gösterişli açılardansa esen rüzgâra bile politik bir anlam yükleyen sinema dili, It Was Just an Accident’ta da baskın. Ancak Panahi’nin son birkaç filminde yüzünü tamamen kurmacaya dönmemiş olmasının, metne sıkı sıkıya bağlı kalma ve dördüncü duvarı yıkmama zorunluluğuyla hareket alanını daralttığını hissediyoruz. Daha doğrusu, Taxi ve No Bears ile bambaşka bir kapı açtığı için artık Panahi sinemasına anahtar deliğinden bakmak aynı heyecanı üretmiyor. Engellere rağmen açık denizde yüzmekten geri durmayan, yasaların ve yasakların boşluklarıyla oynamayı bilen bu cesur ustanın, Batı’nın onu hâlâ yeterince tanımaması sayesinde It Was Just an Accident’la ödüllendirilmesini anlamak bu yüzden zor değil. Panahi, İran’da yaşananları bir kez daha dünyaya haykırırken bu defa cümlelerini olabildiğince sadeleştirip açıkta bırakıyor. Filmin sonuna kadar gözünü kırpmadan izleyen herhangi bir seyirciye didaktik bir tarih dersine dönüşmeden bir ulus adına haykırışını iletiyor. Bu açıdan It Was Just an Accident’ı bir tür “görev filmi” olarak okumak mümkün. Küçücük bir ölçekte rejimin ürettiği siyasi şiddeti ve bunun sonucundaki kayıt dışı cinayetleri ana akım kodlarına indirgeyerek neredeyse resmî kayda geçiriyor.

Görünmez Kaza özünde klasik bir suç-ceza anlatısı. Ancak adaletin işlemediği bir düzende, karşınıza aldığınız insanın gözlerinin içine bakarak devranın dönmesini beklediğiniz bir mahkeme salonu draması değil bu. Adaleti tesis etmesi gerekenlere adil olmama hakkı tanıyan bir sistemin, doğrudan yana durdukları için işkence görmüş insanların eline düşmesiyle geliyor ceza. Sanki bir kez durursa bir daha ilerlemeyecekmiş gibi sallanan minibüsün içine tıktıkları o şerefsizi, zabıta mı polis mi olduğu bile belirsiz üniformalıların görmemesi için yaptıkları “temassız” manevralar, hukuku koruması gerekenlerin bizzat başını çektiği hukuksuzluğun boyutunu tek başına özetlemeye yetiyor. Bu yüzden karakterlerin zihinlerinden bir türlü kazıyamadıkları işkence günlerini en grafik detaylarıyla anlatmalarına bile gerek kalmıyor. Öfke perdeden taşarak bir şekilde aksediyor bize. Kahramanlarımızla birlikte, kendi adalet terazimizde de “dişe diş, kana kan” mı sorusunun ağırlığıyla yüzleşiyoruz.

Filmin büyük bölümünde arka plana herhangi bir yapı yerleştirmeden, hakikatin kendisini bütün somutluğuyla ortaya bırakıp tüm alanı kaplamasına izin veren bakışının çalıştığına şüphe yok. Amatör ruhunu kaybetmemiş oyuncu kadrosu da özellikle doğaçlamayı andıran anlarda filmin bu ham hâline uyum sağlıyor. Ancak bağlamıyla birlikte ele alındığında değer kazanan her film gibi, It Was Just an Accident’ın sorunu da burada yatıyor. Panahi’nin yaşadıklarını kulak ardı ettiğinizde, geriye meseleli ama düz, politik ama yeniliğe kapalı, hatta sinemayı yeniden keşfetme derdinde olmasa bile diyalogların yalnızca doğrudan anlam üzerinden kurulmasını istemeyeceğimiz kadar sade bir yapı kalıyor. Özgün bir sinemacıdan çıkmış, alışık olmadığımız derecede geleneksel bir filmle karşı karşıyayız.


Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Devamını oku
Yorum Yapın

Yorum yazın...

Oscar Boy sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin