Oscar Sohbetleri: 10 Sürpriz Oyuncu

Oscar tahminlerimizin daha da netleşeceği o muhteşem haftaya geldik sonunda. Yarın SAG, Perşembe günü Altın Küre, önümüzdeki Pazartesi ise Critics’ Choice adayları açıklanacak. Oscar Sohbetleri’nde hazır böylesine yoğun bir haftaya girerken, bu üç büyük gruptan adaylık alarak bir anda yarışta öne geçebilecek oyuncuları yazmak istedim. Tahminlerimizde ilk beşe koymaktan çekindiğimiz; ama sürpriz yapma ihtimali olan oyuncular. Belki şansları Akademi’den yana yaver gitmeyecek; ama SAG, Altın Küre ya da Critics Choice’dan adaylık alabilecek oyuncular. Bazısı Nicole Kidman (The Paperboy) gibi sezonun ilk yarısında başarılı olacak. Bazısı ise Demian Bichir (A Better Life) ve John Hawkes (Winter’s Bone) gibi Oscar adaylığına kadar yürüyecek. İşte önümüzdeki bir hafta içerisinde yüzü gülebilecek 10 sürpriz oyuncu:

Oscar Isaac

Oscar Isaac (Inside Llewyn Davis)

Filmekimi’nde izlediğim günden beri aklımdan bir türlü atamadım Inside Llewyn Davis’i. Tam anlamıyla bir cast harikası. Filmin içerisinde en küçük role sahip olanlar bile harikalar yaratmış. Ama birisi var ki, hepsinden bir adım öne çıkıyor. Eğer merak edip Inside Llewyn Davis’in müziklerini dinlediyseniz, Oscar Isaac’in muhteşem sesiyle tanışmışsınızdır. Bazılarınız geçen sene önerimi dinlediyse, 10 Years’dan da hatırlayabilir kendisini. Bana göre bu yılın en iyi performanslarından birini veren Oscar Isaac, kesinlikle bir Oscar adaylığını hak ediyor. Fakat En İyi Erkek Oyuncu dalındaki yarış inanılmaz kalabalık. Leonardo DiCaprio’nun Revolutionary Road ile aday olamadığı yıl Akademi’ye sinirlenmiş, ama seçtikleri beş adaydan birine dahi sesimizi çıkaramamıştık. İşte tıpkı 2008’deki gibi bir mücadele bekliyor bizleri. Oscar Isaac’in bir şansı var mı? Kesinlikle! Coen Kardeşler’in oyuncularını nasıl parlattığı malum. Üstelik dillere destan, olağanüstü bir sesi de var. Kampanya için de epey zorluyor CBS Films. Bu listede sürpriz yapma olasılığı en yüksek olan aday adaylarından biri.

Christian Bale

Christian Bale (American Hustle)

Dedikodulara göre American Hustle’ın yıldızı Christian Bale ile filmin yönetmeni David O. Russell’ın arası pek iyi değilmiş. IndieWire’da yazan Anne Thompson, Bale’ın Out of the Furnace’ın kampanyasına daha fazla ağırlık vereceğini bile söyledi. Fakat film eleştirmenlerden aradığını bulamamasına rağmen, sektörden çok güzel tepkiler aldı. Garip bir şekilde The Wolf of Wall Street gösterimi sonrası American Hustle’ın daha da değerlendiğini düşünenler var. Zannediyorum Russell’ın Goodfellas’ın tonunu yakalamasıyla alakalı bir durum. Bale’ın geçirdiği fiziksel değişim ve tabii ki de oyuncularına kendilerini gösterebilmeleri için koca bir alan bırakan David O. Russell senaryosu işine yarayabilir. Şu an tek gereken birilerinin fitili ateşlemesi. Altın Küre’ye aday olamaması için bir engel göremiyorum. Ama SAG’de ilk beşe sızarsa, Bale’dan korkmaya başlayabilirsiniz. Daha evvel de bir DOR filmiyle Oscar alan ünlü aktör, yine arasının bozuk olduğu yönetmenin filmiyle adaylık yakalabilir.

Idris Elba

Idris Elba (Mandela: Long Walk to Freedom)

Nelson Mandela’nın vefat etmesi sonrası gündeme gelen Mandela: Long Walk to Freedom, bu sene Harvey Weinstein’in elindeki sayısız filmden sadece biri. Ama The Butler’la August: Osage County’ye o kadar çok zaman ayırıyor ki Harvey, Mandela’ya vakit kalmıyor. HFPA ve SAG’in Mandela’nın ölümünden evvel oylamalarını bitirmiş olması, Elba’nın şansını etkileyecektir tabii. Kimsenin Oscar tahmininde yer almadığı için üyeler oturup bu filme zaman ayırmamış bile olabilir. Fakat filmin ciddi destekçileri var. İki hafta evvel, MCN’de yazan David Poland filme methiyeler düzdüğü bir yazı yayımlamıştı. Sektördeki insanların bu tarz siteleri takip ettiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Poland’ın farkında olarak ya da olmadan Elba’ya uzattığı yardım eli işe yarayacak mı hep beraber göreceğiz. Filmin aldığı kötü eleştirilere rağmen Luther’da da beğenerek izlediğimiz başarılı aktörün ve Nelson Mandela’nın eşi Winnie’yi canlandıran Naomie Harris’in oldukça iyi olduğu söyleniyor.

Brie Larson

Brie Larson (Short Term 12)

En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde yarışın 7 kişi (Blanchett, Bullock, Thompson, Dench, Streep, Adams ve Exarchopoulos) etrafında döndüğünü artık herkes biliyordur sanırım. Ama adı ara sıra anılan, özellikle eleştirmenlerin favorilerinden biri olan Brie Larson da herkesin dilinde. Bana adaylık alabilecek kadar iddialı değilmiş gibi geliyor. Belki Critics’ Choice bir sürpriz yapar. Ama onların da son yıllarda kendi sevdikleri filmleri oylamaktan çok Oscar tahmini yaptığını hepimiz iyi biliyoruz. Tabii şöyle bir şey olur, BFCA’in altı aday seçme hakkı olduğu için bir şekilde Larson favoriler arasına sızar ve ödül sezonunda bir adım öne çıkma imkanı yakalar. Rakiplerinin çok dişli olması büyük sıkıntı yaratacak gibi gözüküyor sadece. Belki yarışın daha sakin olduğu bir yılda Larson’ın sürpriz yapma ihtimali yüksek olabilirdi.

Will Forte

Will Forte (Nebraska)

Tıpkı Oscar Isaac gibi, şu liste içerisinde şansı en yüksek olanlardan biri Forte. Aslında tam olarak bir “sürpriz” mi ondan bile emin değilim. Nebraska, Cannes’da çok konuşulmamasına rağmen Amerika’da gittiği festivallerden çok iyi eleştiriler aldı. Bruce Dern’ün yardımcı erkek oyuncu dalından “lead” kategorisine taşınması Saturday Night Live’dan tanıdığımız Will Forte’nin de önünü açtı tabii. NBR’dan aldığı ödül sayesinde de son günlerde herkesin listesinde üst sıralara tırmandı. Randevu İstanbul Film Festivali kapsamında ülkemizde de gösterilecek olan Nebraska’nın adaylık şanslarından biri kısacası Forte. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalındaki yarışın Michael Fassbender ve Jared Leto haricindeki belirsizliği işine yarayabilir. Eğer yeterli tanıtım yapılmışsa olası bir sürpriz. Fakat biraz da Mila Kunis – Black Swan durumunu hatırlatıyor. Ünlü ama ciddiye alınmamış bir oyuncu, sezonun favori filmlerinde oynar. Birkaç önemli gruba aday olur. Oscar adaylığını kaçırır.

Matthew McConaughey

Matthew McConaughey (Mud)

Bu istatistiğe güvenmek ne kadar doğru, emin değilim. Lakin her yıl üyelere gönderilen ilk screener (tanıtım amaçlı DVD) bir şekilde başarılı oluyor. Demian Bichir’in A Better Life ile aldığı adaylık da buna bağlanmıştı hatta. Bilin bakalım bu senenin gönderilen ilk screener’ı hangi filme ait? Tabii ki de Mud! Dallas Buyers Club’da kusursuz bir performans çıkardığı söylenen, The Wolf of Wall Street’deki kısacık ekran süresinde de herkesin yüzünü güldürmeyi başaran McConaughey, Mud ile yardımcı erkek oyuncu dalına sızabilir. Fakat kendisi bir Cate Blanchett değil (Blanchett, daha evvel Elizabeth: The Golden Age ve I’m Not There ile aynı sene iki adaylık birden almıştı.). Sektör kendisini takdir etmeye hazır olsa da, bu kadar abartır mı emin değilim. Fakat şöyle de bir şey var ki, Mud ünlü aktörün kariyerindeki en iyi performanslarından birini içeriyor. Belki de cazibesine karşı koyamazlar, ne dersiniz?

Chris Cooper ve Benedict Cumberbatch

Chris Cooper (August: Osage County)

Harvey Weinstein’in elindeki sayısız vasat filmden sadece bir tanesi August: Osage County. Özellikle şu son bir haftadır o kadar kötü eleştiriler geliyor ki filme Meryl Streep’in adaylığı bile tehlikeye girmiş durumda. Oscar adaylığını kaçırırsa hayranlarının neler yapacağını merakla bekliyorum. Ama kesin konuşmak için çok erken. Yardımcı erkek oyuncu dalındaki boşluğu göz önünde bulundurarak, A:OC ekibinin tek favori erkek oyuncusu olan Chris Cooper’a da bir şans tanımamız gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Altın Küre’den yana yüzü gülebilir. SAG için de aynısı geçerli. Zaten sektörün sevdiği ve daha evvel Adaptation ile hakkı teslim edilmiş bir aktör kendisi. Dediğim gibi, tek problem filme gelen kötü eleştiriler. Çok uzak bir olasılık gibi dursa da ihtimaller dahilinde.

Julianne Nicholson, Meryl Streep ve Margo Martindale

Margo Martindale (August: Osage County)

Chris Cooper’dan daha çok konuşulan, hatta çoğu eleştirmene göre filmde Meryl Streep’den daha iyi olan Margo Martindale’ı da unutmamak gerek. Eğer Julia Roberts, yardımcı kadın oyuncu dalına taşınmamış olsaydı ihtimalleri çok daha yüksek olabilirdi. Fakat şu an sırasını beklemek zorunda. A:OC’nin Broadway’deki uyarlamasında Martindale’ın oynadığı rolü canlandıran aktris Tony Ödülü kazanmış. Bu da rolünün zenginliği konusunda fikir sahibi olmamıza yardımcı oluyor. Ama tabii Tony’de Roberts’ın rolünü oynayan aktris yardımcı kadın oyuncu kategorisinde yarışmamış. Şunu unutmamak gerek, film Harvey Weinstein’in elinde. Yerin dibine sokulmuş bir projeyi bile alıp zirveye taşıyabilen bir adam bu. Eğer August: Osage County’yi HFPA ya da SAG üyelerine iyi bir film olarak yutturabildiyse Martindale’ı birilerinin listesinde görmemiz mümkün.

Margot Robbie ve Leonardo DiCaprio

Margot Robbie (The Wolf of Wall Street)

The Wolf of Wall Street’in adı çokça anılan yıldızlarından biri kendisi. Daha evvel Pan Am isimli dizide başrollerden birini canlandırıyordu. Ama burada bambaşka bir kadına hayat veriyormuş. Sektörün iyi kotarılmış seksi rollere olan ilgisini biliyorsunuz. Robbie’nin tek büyük şanssızlığı filmin Kasım sonuna anca yetişmiş olması. Yeteri kadar HFPA ve SAG üyesine gösterilmemiş olması mümkün. Fakat bir yandan da sezon içerisinde izledikleri son film oldukları için, eğer beğendilerse tüm kategorilerde oy vermek isteyebilirler. Leonardo DiCaprio ve Jonah Hill’den sıra gelirse Margot Robbie mutlaka akıllarını çelecektir. Erkek ve kadın oyuncu dalları kadar olmasa da dolu bir yıl geçirdiği için yardımcı kadın oyuncu kategorisi, Robbie’nin biraz zorlamaya ihtiyacı var sadece. Bu büyük gruplardan birinden bile adaylık alması yararına olur.

Sarah Paulson

Sarah Paulson (12 Years a Slave)

Ve son olarak Sarah Paulson. Özellikle televizyon seyircisinin hayranlıkla takip ettiği aktris, yılın favori filmlerinden birinde yer alıyor. Söylenenlere göre de Lupita Nyong’o kadar iyiymiş 12 Years a Slave’de. Fakat Nyong’o favori olduğu için kimsenin Paulson’ı konuşmaya vakti kalmıyor. İyi oynanmış kötü adam ve kötü kadın rolleri özellikle son 10 yıldır büyük ilgi gördü sektörden. Forest Whitaker’dan Christoph Waltz’a, Javier Bardem’den Heath Ledger’a kadar bir sürü örnek var. Sarah Paulson bu boşluğu doldurabilir. Filminin çok sevildiği gerçeğini de es geçmemek gerek. Bu tür durumlarda oy veren kişilerin favori filmlerdeki tüm oyuncuları aday etme arzularıyla karşılaşıyoruz çünkü. Paulson’ın tek önemli şanssızlığı, kampanyanın başarılı aktris için hiç çaba sarf etmemesi ve televizyon izlemeyen çevrelere yabancı olması.