Keyfî Drag Race Tekrarı 13×5: Tansiyonlu Untucked, Tansiyonsuz Balo

Keyfî Drag Race Tekrarı 13×5: Tansiyonlu Untucked, Tansiyonsuz Balo

Bizi sapkın eylemiş bir bakan ve kayyumun gölgesinde neden basit yaşam haklarımız için bile bu mücadeleyi vererek akıl sağlığımızı kaybediyoruz sorusunu sorup, bir taraftan da suskunluğun artık bir seçenek olmadığını düşünerek Drag Race tükettim bugün. Daha doğrusu eskapizm egzersizi yaparak RuPaul’a sığındım. Son birkaç yıldır daha fazla look tüketelim diye öne alınmış balo görevindeydi bu hafta sıra. Bu sefer konseptimiz ise çantalardı. Önce çanta üzerinden esprili bir kılık, milyon dolarlık çanta şıklığı ve tabii ki de sıra dışı materyal kullanımıyla çalışma odasında çıkarılmış üçüncü çanta üstü çanta kıyafeti, ya da dikiş nakış becerisi kontrolü diyelim.

Uzun zamandır izlediğimiz en etkileyicilikten uzak balolardan biri olduğunu not düşmeme gerek yoktur sanıyorum. Tüm dramalara sonra geleceğim; ama önce saniyesinde unuttuğumuz podyum manzaraları hakkında yorum yapalım… Efendim, ben Gottmik’i çok beğendim. Gerçek bir faşon queen olduğunu kanıtlaması için fırsat kolluyordum. Bu hafta nihayet ikna olabildim buna. Geçtiğimiz bölümde kondüktör olacağım derken Tina’yla pişti yaşayınca son dakika bir değişiklik yapmış ve sahneye trans bayrağı olduğu için kalbimizi eriten, fakat faşon kısmından sınıfta kalan bir şeyle çıkmış ve “Acaba?” dedirtmişti. Şimdi punk’a çalan üçte üçte shootluğunun tadını çıkarabildim.

Utica’yı da bu bölüm itibariyle alıp içime sokmak istediğimi itiraf edebilirim sanırım. İlk iki kılığının çok büyük bir hayranı değilim yine de. İyi geliştirilmiş ve eksiği olmayan konseptler gibi dursa da daha önce uygulamasını gördüğümüz kılıklara sözde camp parantezi beni pek etkilemedi. Lakin uyku tulumlarından çıkardığı elbise… Alkışlar gerçek bir silüet yaratabilmesine, fermuar takabilmesine, üzerine eldiven gibi oturan bir elbiseyle can okumasına. Hem de o materyalden! Yalnız tek bir look‘u, Mik’i tahtından etmeye yeterli gelmedi tabii. Neyse yolumuz uzun belli ki, o günler de gelir diyor önümüze bakıyoruz.

Rosé’nin gördüğü anlamsız ilgi beni şaşırtmaya devam ediyor. Beline ortadan ikiye bölünmüş top çantalar dikti diye neredeyse arşa çıkaracaklardı. İskoç köklerine döndüğü kıyafeti de son iki haftadır giydiği şeylerin silüetine çok benzettim ben açıkçası. Sürekli kollarındaki dikiş yerlerine bir şeyler monte edilmiş üstler mi giyecek? Mesela ilk ve ikinci kılığı daha iyi düşünülmüş olan Symone’a yüksek not verilmemesinin sebebi nedir? Erkenden favori pozisyonuna girdiği için egosunu daha fazla şişirmek istemiyorlar mı acaba? Ya da Bianca Del Rio’nun olduğu sezon gibi kapıdan girdiği anda sezonu kazanacağını anladığımız bu zat-ı şahanelerine nazar değmesin uğraşı mı?

Kötülerden, en kötülerden başı kim çekiyordu peki? Tabii ki de LaLa Ri. Çok tatlı, iyi kalpli bir drag queen olduğuna şüphe yok. Fakat sattığı “deneyim”in ne olduğunu ben henüz çözemedim. Atlanta queenlerine özenirken bir korseye kağıt poşet yapıştırmanın kabul edilemez olduğunu hiç düşünemedi mi diyorum. Hani look demeye bile dilim varmıyor. Keza Tamisha’yı da sıkıcı buldum. Kıyafet dikiyor olması zevkli olduğu anlamına gelmiyor asla, bunu gördük. Kaybedenler prömiyeri haricinde giydiği hiçbir şeyi de beğenmediğim için şaşırmamam lazım aslında. Makyajı iyi değil, kılığı sorgulanmaya açık, perukları hep kafasına yapışık, hatta sönük… Yok ben bu trenden iniyorum galiba, kimse kusura bakmasın. Kimler kimler ne hastalıkla geçiriyor, Tamisha’ya geçit verecek enerjimiz kalmamıştır.

Beğenmediklerim arasına Kandy Muse ve Tina Burner’ı da eklemem lazım. Zorlarsam Olivia’yı bile oraya itekleyebilirim. Symone’un boksörlüğünden sonra mehlemiş de olabiliriz gerçi. Üçü de tahmin edilenleri vermekten başka bir şey yapamaz oldu. Kandy’nin vücudunu göstermesinden yana bir sıkıntım yok. Ancak tıpkı Vanjie gibi sürekli aynı estetiğe öykünüyormuş ve masaya özgün hiçbir şey getirmiyormuşum hissiyatım baki. Tina Burner’ın kullandığı renkler de… İmdat artık imdat! Anladık ablacığım Monet’nin süngerle, Monique’in kahverengi inekle, Dusty’nin noktalarıyla yapmak istediğini sen de bu göz kanatan renk paletiyle yapmak istiyorsun; ama olmuyor işte. Onlarınki de olmamıştı, seninki de olmuyor.

Ve tabii ki de Joey Jay… Gideceği bölümde doğru düzgün göremediğimiz, kendine atadığı filler vasfının hakkını veren canımız Joey, gay ass bitchimiz… Bakması çok keyif veren bir erkek güzeli olduğu için tabii ki de kalbimiz kırık. Sadece bu kadroda daha fazla dayanabileceğine pek inanmıyorduk sanırım hiçbirimiz. Sıranın da Elliott, Tamisha ve LaLa üçlüsünde olduğunu tahmin ediyorum. Hemen onların ardından da Tina inşallah! Neyse, bunları söyleyince kesin spoiler okudun oluyor, susayım. Arada biriciğimiz Denali’yi, Mik’i, Symone’u kaynatmayın yeterleri de dile getirip Untucked’taki kavgaya gelmek istiyorum izninizle.

Şimdi… Kandy’nin Elliott’ın üstüne yürüyüp ardından Tamisha onun hakkında fikir beyan edince bu kadar defansif davranmasını ben algılayamadım açıkçası. “Algılayamadım” doğru bir ifade olmadı, pardon. Absürt buldum direkt. Eğer bağıran çağıran, herkes hakkında her şeyi söyleyebileceğini düşünen biri olmak istiyorsan sana kafa tutan birini gördüğünde bu kadar kafayı yememen gerekmez mi? Arkadaşından yana duran Tina’nın, Kandy bebeğimiz Elliott’a sallarken aynı tepkiyi vermemesi de ayrı bir ikiyüzlülük. Tamisha’nın bu genç ve ben her şeyi bilirimci, alt tonunda yaş ayrımcılığı barındıran kızçelere dümdüz saldırmasını bir nebze keyifli buluyorum bu yüzden. Ama, kocaman bir AMA… Tamisha’nın bu Atlanta boğası saldırganlığının altını doldurabileceği bir drag’i yok, çok üzgünüm.

Daha ilk bölümden söylemiştim, zaten yenik gelmiş buraya Tamisha. Bölüm başında Symone en büyük rakibim diyen Kandy’e verdiği tepki de o kadar anlamsız ki… Şu konuda haklı Kandy gerçekten kibirli, küstah bir drag queen. Kendine güvenmek, star ışığı diye atıp tutuyor da yanı başında Symone varken insan bunları iki kere düşünüp dile getirir diye düşünüyorum. Ama Kandy’nin toyluğuna karşı Tamisha’nın da körükler salmasını komik buluyorum. Ha nedir? Reality şov izlemeye geldik, yolun birbirinizin saçını başını. Bana ne? Bir de beyaz twinklerin ağırlıkta olduğu izleyiciyi umursamadan bunları yapıyor olmalarına da ayrıca bir alkış bırakır, eğlenmeme bakarım ben.

Çok konuştum, değil mi? Gerçeklerden kaçma çabası galiba. Hadi susuyorum ben. Bu arada… Drag race recaplediğimiz Geyik geçen hafta başladı! İlk bölümde Matt Göktuğ Sarı’yı konuk almıştım. İkinci bölümde de good judylerim Onurcan ve Oğuz geliyor. Yan Odadan Filmler royalty is in da house!!!!

KDRT: Untucked

  • Dramayı çok özlemişiz. Keşke her Untucked bölümünde ortalık böyle karışsa.
  • Tansiyonu “arı” düşürdü diyebilir miyiz?
  • Michelle Visage’ın bu hafta hem UK, hem de US’te aynı elbiseyi/deseni giymesi hakkında ne düşünüyoruz? The cheek, the nerve, the audacity, the gall and the gumption…
  • Ross Matthews’u gönderip yerine Nicole Byer’ı alabiliyor muyuz?
  • LaLa Ri’nin lip sync’i de şahaneydi. Prömiyer haricinde yapılan bütün cenkleri beğendim galiba bu sezon. İyi gidiyoruz, nazar değmesin.

Genel sıralamam
⭐⭐⭐⭐: Symone, Gottmik
⭐⭐⭐: Denali, Utica Queen, Kandy Muse
⭐⭐: Olivia Lux, Rosé, LaLa Ri, Tamisha Iman, Tina Burner
⭐: Joey Jay, Kahmora Hall, Elliott with 2 T’s

Benim tablom, benim kararım

Yarışmacı 4 5 6 7 8 9 10 11
Denali SAFE SAFE            
Elliott with 2 T’s SAFE  SAFE            
Gottmik SAFE WIN            
Joey Jay LOW BTM2            
Kandy Muse HIGH SAFE            
LaLa Ri BTM2 BTM2            
Olivia Lux SAFE SAFE            
Rosé HIGH SAFE            
Symone WIN HIGH            
Tamisha Iman SAFE LOW            
Tina Burner SAFE  SAFE            
Utica Queen SAFE HIGH            
Kahmora Hall BTM2              

Yazar Hakkında

1990 doğumlu. Kuir. İkizler. 2009'da ödül sezonu portalı Oscar Boy’u kurarak sinema yazarlığına başladı. 2014’ten beri O Podcast’in moderatörlüğünü yapıyor. 2023 yılında da SİYAD üyesi oldu.

Yorum yazın...