Nihayet televizyon kanadında da 1 Haziran 2019 itibariyle başlayan yeni sezonun startını verebildim. İlk durak olarak da vakti zamanında topluca övgülere boğduğumuz ama Netflix ortaklığı ile...
Her sene dizileri bittiği gibi yazacağım, biriktirmeyeceğim diye ısrar ediyorum ama olmuyor, olamıyor. Umarım önümüzdeki sezonda sözümü tutmayı başarırım. Yavaştan yaz aylarında başlayan televizyon projelerini yazmak...
Looking beni Instagram köşelerinde Russell Tovey’nin paylaştığı her resme beğeni bırakmaya mecbur ettiği günden bu yana hangi projede yer alırsa alsın peşinden koştura koştura gidiyorum. Neyse...
Aktivistliği sözünde değil özünde yaşayan, ama bunu yaşarken de ne kadar ihtiyatlı bir insan evladı olduğunu defalarca tekrarlayan Ava DuVernay hanımefendiden sosyal medya sağolsun, çok çabuk...
Blogun varlığının esas sebebi ödül dağıtmak olduğu ve Haziran’a girdiğimizden vadesini tamamlayan geçmiş televizyon sezonu için kollarını sıvamak istediğimden elimdeki birikmiş, ama hakkında bir şeyler karalamadığım...
HBO’nun kitleleri bir dizi bağımlılığından diğerine sürüklediği şu güzel “altın çağ”da sosyal medya tembellik yapıp hepsini kaçıranların sanki günah işliyormuşuz gibi biz iyi takipçilere saldırılarıyla dolup...
Meşhur koreograf, dansçı ve aynı zamanda yönetmen Bob Fosse ile ana akım medya tarafından adı yeteri kadar zikredilmemiş, ancak neredeyse her Fosse işinde öyle ya da...
Tamamen kendim olacağım derken blogu kelli felli aktivist platformuna dönüştürünce dizilerimi bir anda unutuverdim. Ama merak etmeyin Haziran’ın ikinci haftasını geçirmeden Readers’ Choice Ödülleri’nin TV ayağı...
Amerika’nın bugünü ile alakalı olmak için üstün çaba sarf eden The Good Fight yolculuğuna fırsat eşitliği broşürü kıvamında hikâyeler ve aynı mantaliteyi güden bir kadro manzarası...
Lorne Michaels’ın oyun bahçesi haricinde The Skeleton Twins ve Documentary Now’da az çok ne yapabildiğini görme fırsatı yakaladığımız Bill Hader, kendi yazıp kendi oynadığı HBO komedisinde...
Topluca televizyon izleme, bir etkinlikmiş gibi yayın saatine bağlı kalma alışkanlığımızın dizi formatındaki son neferi Game of Thrones, her hafta hakkında milyonlarca şikayet okuyabildiğiniz altı bölümlük...
Kariyeri kendi çalıp kendi oynadığı deliliklerle dolu Gregg Araki beyefendi 2014’te White Bird in a Blizzard adlı fecaati çekmesinin ardından direksiyonu televizyona kırmıştı. Arada geçen zamanda...
Politik hiciv olarak çıktığı sefere turuncu yaratığın varlığı sayesinde yarı belgesel olarak devam eden Veep, ekrandaki muazzam yolculuğunu yedinci sezonuyla birlikte tamamladı. Başrol oyuncusu Julia Louis-Dreyfus’a...
Sırf zamanında üst üste tonlarca Emmy alıp çok başarılı olduğu için yok edilmesi gereken menem bir şeymiş muamelesi gören Modern Family, gemiyi başkalarının koynuna girmek üzere...
Neredeyse Mayıs ortasındayız ve benim yine bitirip de yazmadığım diziler yüzünden başım ağrımakta. Bir avazda dokuzunu aradan çıkarmak için (şaka değil, 9!) Tembelin Günlüğü formatını sandıktan...
2017 yılında Mommy Dead and Dearest adındaki bir belgeselde de karşımıza çıkan Blanchard ailesi öyle bir hayat geçirmiş ki detaylarını öğrendiğiniz andan itibaren hayatla ilgili bütün...
Komedi, hayatlarımızın büyük bir parçası hâline gelen sosyal medyanın da etkisiyle ciddi bir form değişikliği yaşadı son yıllarda. Yenilenmenin, farkında olmanın ve en önemlisi günü yakalayabilmenin...
Azılı bir Graham Norton takipçisi olarak Ruth Wilson’ın konuk olduğunda anlattığı hikâyeyi duyduğumdan beri Mrs. Wilson’ı izleyebilmek için fırsat kolluyordum. Efendim, canımız Ruth Wilson’ın dedesi zamanında...
CW’nun çehresini değiştirme çabaları sırasında Jane the Virgin ile birlikte kanalın seçkisinde kendine yer bulan Crazy Ex-Girlfriend geçtiğimiz haftalarda yayın hayatını sonlandırdı. Kendi şartlarında bir final...
Fleabag ile You’re the Worst’ü aynı gün içerisinde yazmak epey manidar oldu. Ya da trikotajla hiçbir alakası olmayan kaderin ağlarını örmesi olarak da yorumlanabilir bu durum....